"Buyrun tenekede tavuğa" demiştik bir ay kadar önce. Çağrımıza icabet eden dostlarımızla bir kez daha giriştik tenekede tavuk kebabı yapma işine.
Bu sefer kendim yapmayı denedim. Geçen sefer ustamızı dikkatlice izlemiş, tarifi almıştım. Adım adım şöyle bir yol izledim:
1. Geçen sefer çekimlerde yorulan tavuklarımız jakuzide dinlenmiş olacaklar ki kendi aralarında uzun eşek oynamaya başlamışlar. Aldık içlerinden cezaya düşen iki tanesini.
2. Oturttuk birini kazığa.
3. Üzerine büyükce bir peynir tenekesini kapattık. Kazığın boyunu tenekeye göre ayarlamıştık, iç çepere temas etmemesi için. Tenekenin hava almaması için de dibini toprakla doldurup sıkıca kapattık. Üstüne de oynamaması için bir taş koyduk.
4. Tenekenin etrafına tutuşturmak üzere çalı çırpıyı yığıp ateşe verdik.
5. Ateşi azar azar besledik. Ama ne çok az ne de çok fazla. Çok fazla olursa dışı yanar, içi çiğ kalabilir. Ayrıca ateşi yakarken dikkatli davranmak, etrafa sıçramamasına dikkat etmek lazım. Bu nedenle tenekede tavuk yapma işi bence umuma açık piknik alanlarında yapılması pek mümkün olan bir iş değil. Daha çok müsait bir arazide, ağaçlardan uzak bir alanda yapılmalı kanımca.
6. Yaklaşık 30-35 dakika sonra ateşi beslemeyi kesip odunların iyice köz haline gelerek tükenmesini bekledik. Ateşimizi yaktıktan 40-50 dakika kadar sonra etraftaki külü tavuğa bulaşmaması için biraz kenara çekip tenekemizi sıcak olduğunu unutmadan tutacaklarla dikkatlice kaldırdık.
7. Valaaaaa!. İşte ilk denememde nar gibi kızarmış bir tavuk. Hiç bir katkı maddesi tuz dahi yok. Kendi yağıyla, buharıyla pişti.
8. İlk denememizin başarısından aldığımız cesaretle hemen ikincisini taktık aynı kazığa ve tekrar ateşledik.
9. Bir yandan da yeni yaptığımız ocağımıza çay suyunu da koyduk.
10. Yine, ateşin durumuna göre 40-45 dakika kadar sonra tenekemizi dikkatlice kaldırdıktan sonra...
11. İşte bu! İkide iki. Bu da oldu. Çok ama çok sıcak, güneş te tam tepemizde zaten.
12. Ama şu manzaraya bir bakın, değmez mi. Ağızlara layık.
13. Biz ateşin başındayken hanımlar da bir yandan tavuğun yanına nefis bir patlıcan semiz otu salatası hazırladılar. Bir de pilav ve yaprak sarması; deme gitsin...
14. Üstüne bir de tarlada odun ateşinde demlenmiş çay gitmez mi? Gitmez mi hiç...
Canı çekenler tavuğunu alsın gelsin, yapması benden. Hadi afiyetle kalın ASPAVA.
.
0 yorum:
Yorum Gönder