Asıl işi elektronik sanayi ve ticareti olan çalışmakta olduğum firmada bazı "köklü" değişikliklere gidiyoruz. Mesela önümüzdeki dönemde çok önem kazanacak olan iyi tarım uygulamalarına el atarak "köklü" ürünler üretiyoruz; domates, biber, peppino, altın kiraz, patlıcan, salatalık, fasulye gibi...
Aslına bakarsanız bu, şirketin kurumsal stratejisi değil; bir ArGe'ci olarak benim ve bir kaç gönüllü iş arkadaşımın fikri. Öğlen yemek arasını değerlendirmek üzere yaptığımız bir uğraşı. Geçen sene (Bknz.: "Bizim şirketin bahçesinden 2 - hasat zamanı" başlıklı yazı dizisi.) bir çay molasında laflarken ortaya attığımız fikri bu sene daha da geniş katılım ve daha da geniş arazi ile büyüttük. En verimli tarım arazileri üzerine kurulu "Türkiye'nin En Çevreci Organize Sanayi Bölgesi"ndeki işyerimizin bahçesinde şu an itibari ile domates (pembe domates, cherry-çeri, sırık, oturak), biber, peppino, altın kiraz (altın çilek, inka eriği, yer kirazı, cape bektaşı üzümü, güveyfeneri, goldenberry, physalis peruviana, poha; oha yani ne kadar da çok adı varmış...), patlıcan, sırık salatalık, fasulye, su kabağı (süs kabağı, susak) gibi bitkilerimiz mevcut.
Takvimin kopmamış sayfasında 17 Mayıs 2011 yazarken, ilk önce toprağımızı çapalayıp kabarttık, gübreyle birlikte alt-üst ettik. (Aslında daha öncesinde zirai danışmanımız, tecrübeli bahçevanımız Nafiz Dayı'dan yer istedik. O da bize burayı tahsis etti. Toprağı hiç fena olmamakla birlikte oldukça da geniş bir alan)
tesviyesini yaptık, su akışına göre seviyesini ayarladık.
bu arada bazılarımız telefonla muhabbette iken,
bazılarımız da talimat vermekle meşguldü :)
Hani şu meşhur Türk organizasyon şemasındaki gibi...
Neyse nihayetinde ilk fidemizi alkışlar eşliğinde toprağa diktik.
Ardından can suyunu verdik. Aslında kabak dikmemiştik ama toprak verimli olduğundan olsa gerek bir tane de kabak çıktı (resmin sağında çömelmiş halde)
2 Haziran 2011 itibari ile işyerindeki KüçükBahçem'izden.
Bu sene bir türlü gelemedi yaz. Öğlen vakti aşırı sıcak, ardından hemen hemen her akşam yağan yağmur nedeniyle toprakta oluşan ve zaten çatlaklar görülüyor.
Buna rağmen çeri domateslerimiz ilk meyvelerini vermeye başladı bile.
15 Haziran 2011 Çarşamba itibari ile işyerindeki KüçükBahçem'izden.
Bu sayfada bahçemizdeki gelişmeleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğim. Siz de boş durmayın, varsa imkanınız siz de öğlenleri yemekten sonra hiç olmazsa küçük bir saksıda bir şeyler yetiştirmenin tadına varın.
May the health be with you...
.
0 yorum:
Yorum Gönder