6/07/2010 01:34:00 ÖS
bahçe, bahçe işleri, Eskişehir, gardening, pembe domates, saksı-sera, sera, sıraevler, sulama, şeker, viyol, yapay ışık
.
Sıraevler’deki yeni evimizin önünde küçücük bir bahçemiz var. Bir tarafını çiçeklik olarak bıraktık diğer tarafta ise bir şeyler yetiştirelim diye uğraşıyoruz. Aslında önceki evimde de bahçe vardı ama nedense hiç ilgimi çekmemişti bir şeyler yetiştirmek, toprakla uğraşmak. Gerçi annem bir şeyler yapıyordu ama ben sofradaki haliyle ilgileniyordum sadece.
|
Evimizin önündeki iki küçük bahçe |
Mayıslardaki bahçede ise toplamda 40 kadar ceviz ve zeytin fidanlarım var. Annem geçen sene fidanların arasına biraz domates, biber, kavun, karpuz ekmiş. Ne sulamasıyla ne de çapasıyla fazla ilgilenemedik; 3-4 haftada bir gidip su verdik ama buna rağmen geçen sene epey mahsul aldık kendi çapımızda. Bir bu nedenle bir de bir arkadaşımın iş yerinde saksıda perlit içinde domates yetiştirmesi ile “neden olmasın?” diyerek ben de giriştim bu işlere.
İlk önce bol bol okudum ilgili siteleri. Kimisi kişisel sayfalar kimisi forumlar olmak üzere gerçekten de güzel ve faydalı bilgilerin paylaşıldığı çok güzel siteler var. Bazılarının linklerini bu blogda da bulabilirsiniz. Bu siteleri, forumda yazılanları okudum; çok şey öğrendim buralardan. Şimdi de uygulamasını yapmaya çalışıyorum. İnsanın doğasında var demek ki bahçeyle, toprakla uğraşmak. Her akşam eve gidince bahçeyi sulamak, yabani otları ayıklamak; bitkilerin gözümün önünde gün be gün büyüdüğünü görmek sonunda da kendi yetiştirdiğin bir şeyin tadına bakmak inanılmaz keyifliymiş…
Ekim-Kasım gibi bahçedeki toprağı iyice altüst etmiş, ayrık otlarını, yabani bitkileri temizlemiş, toprağa karışmış olan inşaat artıklarını, çöpleri, iri taşları ayıklamıştım. Biraz da yanmış koyun gübresi döküp iyice karıştırmıştım. Üzerinden kış geçince toprak iyice dinlendi, tazelendi.
Kıştan itibaren evimdeki mini serada domates, biber tohumlarını çimlendirme başladım. Havalar ve toprak ısınmaya başlar başlamaz fideleri bahçeye aktardım. İtiraf edeyim aşırı ilgi nedeniyle ya suyu ya da gübreyi fazla vermekten biraz da oğulmonk’un “-Anne bak sana çiçek topladım” diye ikide bir fideleri koparmasından dolayı fidelerimin çok azı hayatta kaldı; çok azını bahçeye aktarabildim.
|
Yapay ışık altındaki seram |
|
Viyole yaptığım şaşırtma işlemi |
Neyse ki yardımımıza Mayıslar’daki akrabalarımız yetişti. Köyden getirdiğim pembe domates (çaltı), cherry domatesleri, birkaç değişik tip biberleri, evde büyüttüklerimden sağ kalmayı başarabilen ithal cins biberleri bahçeme diktim. Şansızlık olacak ya ertesi gün hava birden bire soğudu. Fideler bayıldı gitti. Neyse on gün kadar sonra domatesler kendine geldi fakat biberlerin çoğunu kaybettik. Onların yerine de pazardan tanesi 25 kuruştan fide alıp diktim.
|
Mayıslar'da bir sera içinde binlerce fide |
|
Nadasa bırakmış olduğum bahçe |
|
Fideleri dikmek ve sulama için karıkları açtık |
|
Fideleri diktik |
|
|
Can suyunu verdik |
Şimdi –ilgiyi abartmadan- suluyoruz akşamları oğlumuzla. Fena gitmiyorlar, inşallah dalında meyvelerini de göreceğiz.
|
OğulMonk bahçeyi suluyor. |
Dalından koparıp beraberce yemek dileğiyle, esen kalın...
.
1 yorum:
Öncelikle hayırlı olsun siten babamonk;çok iyi düşünmüşsün hatta eminim daha önceden planladığın ve yeni gerçeğe dönüştürdüğün bir projeydi bu...Ellerine sağlık,bizde bu sayede sizden en güncel haberleri öğrenmiş oluyoruz..Herkesin isteyipte gerçekleştiremediği bir hayali sen yaşatıyorsun...bu konuda çok şanslı olduğunu düşünüyoruz..ve tabiki azimli..şu andaki bahçenin ve küçük fidelerinin ileride büyük bir seraya dönüştüğü günleri görmeyi bekliyoruz...
Yorum Gönder