"Life Vest Inside" isimli "be cause kindness keeps the world afloat" mottolu kısa filmin çözümü
Life Vest Inside isimli kâr amacı gütmeyen New York merkezli bir kuruluşun internet sitesinde güzel bir tanıtım videosu yayınlanıyor. Bu videoda "İyilik bul, iyilik yap" daha doğrusu "kibarlık gör, kibarlık yap" vurgusu işlenmiş. Dikkat "iyilik/kibarlık YAP iyilik/kibarlık BUL" DEĞİL!. Videoda bir insanın iyilik yapması için iyilik bulması gerekiyor gibi bir durum var. Aslında en son iyilik gören ilk iyiliği yapan olduğu, burada bir döngü olduğu için hangisi önce hangisi sonra geliyor biraz yoruma da açık işin aslı.
Facebook aracılığı ile yayılan bu kısa film için "ARKADAŞLAR BU VİDEOYU ŞİDDETLE İZLEMENİZİ TAVSİYE EDİYORUM" denmiş cümledeki anlam bozukluğuyla birlikte.
Ben şiddetle değil de dikkatle izledim. Benim bu kısa filmdeki tespitlerim bunlar. Haydin okuyalım:
- Kaykaycı çocuğu elinden düşen dergi çocuğun canının yanmasından daha önemli. Önce dergiler toplanıyor bir yol işçisi tarafından. Çocuk da düz yolda nasıl düşüyorsa???
- İyilik zinciri fosforlu sarı yelek giyen işçiyle başlar ve onunla biter...
- Yol işçisi yardıma giderken arkadaki bankta oturmakta olan delikanlı koşup yardım edeceğine, "Nasıl olsa bir yardım eden bulunur" diye kalkıp gidiyor. Hadi gittin de be evladım içtiğin meyve suyunun karton bardağını da alıp ilerideki çöp kutusuna ataydın niye orada bıraktın!!!
- İşçi de kaskını ve içeceğini, düşen çocuğa yardım edeceğim diye yere bırakmıştı. Filmin sonunda kaskı aldığını görüyoruz, inşallah çöpünü de almıştır yerden.
- Haa, adamın fast-food dükkanından elinde boş içecek bardağıyla çıkması da ilginç...
- Bu arada, yolun karşısında duran arkadaki arabaya ve önündeki pembeli kadına dikkat, birazdan yine karşılaşacağız bunlarla! Henüz arabanın bagajı da açılmamış bunu unutmayalım, birazdan geleceğiz.
- 3 kaykaycı kız kaykaycı oğlana el sallayacağına Aysel GÜREL'in yabancı versiyonuna yardım etse daha iyi olmaz mıymış?
- Sevimli kaykaycı oğlan Aysel GÜREL teyzesine yardım edeceğim diye, kaykayı bıraktığı aydınlatma direğinin yanında unuttu. Kızlar da bakınıyor hala...
- Aysel GÜREL teyzem de elindeki bozuklukları kaykaycı çocuğa bahşiş olarak vereceğine niye parkmetreye atmak için bozuk para arayan kendini beğenmiş, ukala kıza veriyor ki? (Ukala? Bknz: 1:41 parayı alınca takındığı ifade)
- Teyze parayı arayan kızı dürterken arkadan telefonda görüşme yaparak geçen kahverengi tşörtlü kızı not edin bir kenara.
- Charlie'nin Melekleri filmindeki psikopat kötü adama benzeyen yalabık saçlı, takım elbiseli adama da yürü diyorlar, o da kamera ondan tarafa dönünce kapının önünden yürümeye başlıyor. Aynı anda aynı dükkanın vitrinine bakmakta olan pembeli kadın da aynı şekilde...
- Saçları bol şöleli bu adam da Osmanlı zamanındaki şemsiyeli hanımefendilerin mendillerini düşürdükleri gibi göstere göstere düşürüyor elindeki haritayı...
- Parasız ukala kız adama haritayı verip dönerken kahverengi tşörtlü kız karşı kaldırımdan koşarak sol tarafa doğru koşuyor; köpek gezdirirken çekimin yapıldığı yöne doğru meraklı meraklı bakan kızın yanından...
- Hah! koşan kız kameranın görüşüne girince koşmayı bıraktı, konuşmayı da...
- Yalabık saçlı adam, arabasından ağır bir çanta indiren bir adama yardıma giderken bankta oturan kadının gülümsemesi çok hoş!
- 2 hotdog (sosisli) alana 1 şişe su (yarım litrelik) bedava. Yoksa sosisçi de, orada oturan adam da zaten hep oradaydı. Su verip yardım edecektin de madem niye birinin iki sosisli almasını bekledin bunca zaman?
- Haa bu arada bizim ağır çantalı (çantanın da içinin boş olduğu çok belli ama hadi neyse) adam sosis almaya giderken pembeli kadın da dükkandan bir şey almadan, elleri boş çıkıyordu.
- Sosis alan ağır çantalı adam arabasını da kilitlemedi henüz.
- Sosisle suyu verirken pembeli kadın da telefonla görüşüyor, hala ayrılamadı o dükkanın önünden.
- Beleş sosisli bulan adam da kırmızılı kızı gözlüyormuş demek ki. Ne zaman kız oradan ayrıldı bizimki zıpladı yerinden, telefon için. Belki karnı beleşe doymamış olsa telefona göz koyardı ama o anki manevi havanın gereği o da yardıma koştu.
- Kırmızılı kız kafeye doğru giderken yol işçisi de kazmasını yola doğru sallıyor ama ne kadar da yapmacık :) Zaten yolda en ufak bir kazı izi de yok ama hadi neyse...
- Aaa bizim karizmatik yalabık saçlı adam takım elbise falan dememiş cafenin demir parmaklıklarına kıçını dayamış öylece dikiliyor. Az önce elinde kağıt bir çanta yok muydu bunun?
- Kırmızılı kız çiçek buketini alırken arkadan geçen çiçekli tşörtlü kız, filmin en başında kaykaycı oğlana çarpmamak için kıvrak bir omuz hareketi yapan kız. Demek ki gideceği yere gitmiş geri gelmiş bir de bu kaldırımdan gidiyor ama nedense yine aynı yöne...
- Telefonunu unutan kırmızılı kız hakikaten çok unutkan. Baksanıza bir buket çiçek alınca yanındaki promosyon tek gülü de almayı unutmuş. Neyse ki satıcı getirip veriyor.
- Ahha! Yalabık saçlı adam gitmiş.
- Amerikalı'ların ne kadar da müsrif tüketici olduklarını çiçek buketini alıp yüklüce bahşiş bırakan kadının masasındaki artan yemeklerden bir kez daha anlıyoruz.
- Garson kız suyu götürürken çiçekli tşörtlü kız da cafeye gelmiş sipariş vermek için bekliyor. Demek ki buraya gelecekmiş filmin başından beri. Halbuki filmin en başında, kaykaycı oğlan yerden kalkarken yolun yaya geçidi olmayan kesiminden cafeye doğru geçiyordu...
- Cafede en sağdaki masada oturan iki kişi objektife ne kadar da dikkatle bakıyorlar.
- Adam suyunu içerken kaykaycı kızlar hala boş boş geziniyor. İllaki tv'de çıkacaklar ya her sahneye bir şekilde giriyorlar...
- Suyu iki yudum da iç be görgüsüz adam!
- Garson kız adama bedava su verdi diye bir kez daha fırça yemese bari. Neyse şef garsonun yüzü gülüyor, o da insafa geldi.
- En sonda adam suyunu içtikten sonra kendi soluna bakarak kime selam veriyor çözemedim :(
Filmden diğer notlar, sahne gerileri:
- Yaya geçitlerinde trafik lambası olmamasına karşın tüm otomobiller yayalara saygısızlık etmeden duruyorlar. Öyle ki dikkat ederseniz yayalar yaya geçidine inerken sağa sola bile bakmadan kaldırımın doğal devamıymışcasına devam ediyorlar. Araç gelirmiş, sinirli sinirli korna çalarmış, küfredermiş, duramazmış bir de vururmuş gibi kaygıları yok. Medeniyet işte...
- Bu arada her yaya illa ki yaya geçidinden geçer diye de bir şart yok. Bakınız kaykaycı çocuğun yerden kalkma sahnesi.
- Kaykaya kasksız-dizliksiz binilmesi teşvik edilmese de yanlış olduğu vurgulanmamış.
- Kaykaycı kızlar da amma da işe yaramazlar tiplermiş? Tüm film boyunca tüm olayların içinde olmasına rağmen kimseye üç kuruşluk faydası olmadı.
- Garson kızın su doldurduğu cam sürahinin ağzı açık. Orada yol çalışması varken (yol henüz kazılmamış olsa da), sürahinin ağzının açık olmasını yadırgadım doğrusu. Toz kaçar, çiçek poleni kaçar değil mi?
- Çekim ekibini dükkanların camından izlemek mümkün. Örneğin: Yaşlı teyze bozuklukları ukala kıza verirken yansıtıcı panoyu tutan set görevlisi; garson kız su doldurup yol işçisine götürürken ki kameraman...
- Buna rağmen bir kerede çekilmiş izlenimi veren tek sekanslık kısa film hiç de fena sayılmaz, hakkını verelim.
- Filmi üst üste birkaç kez izleyince, kameranın dönüp dumasından olsa gerek insanın başı dönüyor :) :)
- Filmin oyuncuları ile yapılan ropörtaj şurada : http://www.youtube.com/watch?v=BCcB80Z2VQw
- Çok şükür ki bizim insanımız yardımseverliğini henüz tamamen kaybetmedi. Burada gösterilen olayların çoğu bizde bir videoya konu olacak kadar bile önemli değildir, zaten mutlaka bir yardım eden bulunur. Adamlar basit bir olayı bile filmleştiriyor. Neymişmiş yerden düşen bir şeyi sahibine veriyorlarmış, yere düşen bir çocuğu kaldırıyorlarmış!!! Çok şükür biz de bu olay filmlere konu olacak kadar önemli olmadı henüz.
Blogumuzun adı boşuna babaMONK değil. Sayfamızın başlığında bile yazıyor gereksiz ayrıntılara takıldığımız. Film hakkında benden bu kadar. Başka ilavesi olan varsa lütfen yorumlara yazsın.
"Kindness, Don't just do it... Live it!"
"Nezaket, sadece yapmayın... Yaşayın!"
Film şurada: http://www.youtube.com/watch?v=nwAYpLVyeFU
Film şurada: http://www.youtube.com/watch?v=nwAYpLVyeFU
Kaynaklar: http://www.lifevestinside.com/
Etiketler: iyilik, yardımseverlik, kibarlık, kısa film, hayat paylaşınca güzel, nezaket zinciri, çemberi, döngüsü, bumerang, kindness circle, loop, boomerang, özveri,
1 yorum:
Üşenmemiş yazmışsın ya helal olsun Ömür kardeş. Bi yorum yapayım madem istedin: bir gün böyle bir dünya gerçek olursa bil ki kıyamet kopmuştur :) Aytaç
Yorum Gönder