Kene hafif geldi bir akrebi deneyelim...

Sağ el ve sağ ayak bileğimden akrep soktu. Olayın üzerinden yaklaşık 5 saat kadar geçti. Şu an bu satırları yazarken hastanedeyim.

Onlar da bizim şehidimiz...

Çanakkale ile arasında tam 8530 kilometre mesafede yatıyor olsalar da onlar da bizim şehidimizdir. Siz de bir buket sanal çiçek hediye ediniz gönülden gerçek dualarınızla birlikte. Nasıl yapacağınız burada tarif ediliyor.

Kendiniz Yapın: Tenekede Tavuk Pişirme Aparatı

Tenekede tavuk pişirebilmek için kendiniz evde malzemelerle son derece basit ve pratik bir aparat yapabilirsiniz.

Altın Oran ve Kabe

Altın Oran yani “Fi sabiti” 1.618, matematikteki üstün tasarım sayısıdır. Kalp atışlarımızda, DNA sarmallarının en ve boy oranında, kainatın dodecehadron adı verilen özel tasarımında, bitkilerin filotaksi denen yaprak dizilim kurallarında, kar tanesi kristallerinde, pek çok galaksinin spiral yapısında ve sayısız yerde Yaratıcı hep aynı muhteşem sayıyı kullanmıştır. Altın oran sayısı yani 1.618…

Mangal çeşitleri - Akla ziyan tasarımlar

"Yaşasın, mangal sezonu açıldı..." isimli yazı dizimize "Akla Ziyan Mangal Tasarımları" ile devam ediyoruz. Bu yazıda çok enteresan mangal tasarımları ile karşılaşacaksınız. Ya Rab bir zevk uğruna ne mangallar tasarlanıyor...

İyi Bir Tabletten Neler Olur?

Bir tablet bilgisayar evdeki hangi cihazların yerine geçebilir?

etkin mikroorganizma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
etkin mikroorganizma etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Küçük bahçemde bir yılın ardından...

ÖZET:
------o------
2010'un bu son gününde, tamamlanmasına saatler kalmış bir yılın muhasebesini yaptım kendimce. Bu yazımda da bu yılın bahçecilik sezonunda neler yaptığımı, önceki yazılarımdan derleyerek kısaca özetledim. Bu sezondan edindiğim tecrübeleri, kazançlarımı da not ettim, tespit ettiğim hatalarımı da....
Yazının sonunda 2010 yılı yaz sezonunda bahçemden ne kadar ürün aldığımın listesi de var. Toplam miktar kimilerine göre komik kalabilir amma ve lakin neticede hepsi kendi çabalarımla kendi yetiştirdiklerimdir.

2011'de daha iyi bir bahçe sezonu geçirmek ümidiyle...
------o------

Aslında topraktan hiç uzak kalmadım. Köyüme gittiğimde de tarlada, bahçede çalışırdım dedemlere yardım etmek için. Kâh ayçiçeği, pancar sulardık hep birlikte kâh çeşitli sebze, meyve yetiştirirlerdi biz de anladığımız kadarı ile yardımcı olmaya çalışırdık.

Bugüne kadar hep müstakil evlerde oturdum. Küçük de olsa bahçesi vardı hepsinin. Şimdiki yeni evimizin de önünde ve arkasında küçük birer bahçemiz var. Annemin ön bahçede yetiştirdiği domatesler benim için bir dönüm noktası oldu. İtiraf etmek gerekirse tadına bakana kadar her gün içinden geçtiğim bahçede domates yetişmekte olduğunun bile farkında değildim. Ne zaman ki bir akşam yemeğinde “-Domatesler ne kadar da lezzetliymiş” dediğimde eşim bahçeden topladığını söyleyince varlığından haberdar oldum bahçedeki domateslerin. O zamana kadar pazardan aldığımız “domates”leri de domates zannediyormuşuz; gerçek domateslerin tadını unutmuşuz zamanla meğerse. Tıpkı hayatı boyunca bir kez bile güneş görmemiş, bir kez otlanmamış tavukları tavuk zannettiğimiz gibi…

Evimin önünden

Bir de hediye gelen bir karaçam tohumunun bir bardakçık saksıdan kafasını uzatıp büyüdüğü mucizesini gördüm ya o zaman iyiden iyiye bakış açım değişti toprağa. Bir tohum ekiyorsun o sana kocaman bir ağaç veriyor. Bir biberden çıkmış onlarca tohumdan sadece birini ekiyorsun o tohumdan sana onlarca biber veriyor. Nur içinde yatsın Âşık Veysel ne de güzel söylemiş: “Bana türlü türlü meyve yetirdi”, “Kazma ile dövmeyince kıt verdi”, “Karnın yardım kazma ile bel ile / Yüzün yırttım tırnak ile el ile /  Yine beni karşıladı gül ile / Benim sadık yârim kara topraktır”

Bir damacana atık enzimi daha... [ 12 Ekim 2010'da güncellendi]

(7 Haziran 2010 tarihli yazım)

Hafta sonu oğulmonk ile birlikte bir damacana daha çöp enzimi, daha doğrusu atık enzimi yaptık. Çalıştığım yerde öğlen yemeklerinde hergün kilo kilo salata artıyor. Bunlar doğrudan çöpe gidiyor fakat daha önce de dediğim gibi bunlar çöp değil aslında, bir şekilde değerlendirilebilir atıklar.




19 lt'lik damacanaya tulumbadan aldığımız yaklaşık 13-14 lt suyu doldurduk. Yenmeyen 3 günlük yaklaşık 3.5 kg salatayı da oğlumla birlikte damacanaya "tıktık". Sonra üzerine 1.5 kg kadar pekmez ilave ettik. Bu sefer harnup pekmezi kullandım. Marketlerde 900 gr'lık şişede 5'tl'den satılıyor. Enzim oluşmasına katkısı olsun diye yoğun şekilde faydalı mikroorganizmalar içeren EM-1 hammademizden de çok az (10 gr kadar) ilave ettim.



Tüm malzemeyi ilave edip iyice karıştırdıktan sonra damacanayı mutfakta müsait bir yere dinlenmeye bıraktım. En az 3 ay burada bekleyecek, sonuçlarını birlikte göreceğiz.




(12 Ekim 2010'da eklenen kısım)

Yukarıdaki yazıyı yazalı yaklaşık 4 ay olmuş. 4 aydır bekleyen damacanamızı artık beklediği karanlık kuytu köşeden çıkarmanın zamanı geldi.

Domateslerimde canlanma belirtileri...

Öncelikle 11 Eylül 2010 cumartesi saat 20:15 itibari ile ramazan bayramınızı kutlar, birazdan yarı final maçına çıkacak olan basketbol milli takımımıza başarılar dilerim.

Daha önceki yazımda domateslerimin hastalandığını ya da sıcaktan dolayı yandığını yazmıştım. Sıcaktan yanmış olma ihtimali -bence- daha ağır basıyor. Çünkü önce kurumuş yaprakları budadım. Hatta zayıf düşmüş domates bitkilerini kökünden söktüm. Sonra Bauhouse'dan almış olduğum ve diğer birkilerde de çok faydasını gördüğüm  COMPO marka "Tüm Bitkiler için Sıvı Gübre"yi pompa yardımıyla yapraklardan uyguladım.

Bir hafta kadar sonra yeni sürgünler vermeye ve hatta çiçeklenmeye başladılar. Tabi rutin olarak köklerden sulamayı ihmal etmiyorum.


Domateslerde biraz olsun canlanma görünce umutlandım. Sonra aklıma mucizevi EM-1 geldi. Onu da tulumba suyu ile seyrelttikten sonra oğlumun uğurlu elleri vasıtasıyla yapraklara püskürterek uyguladım. Bu işlemi akşam üstü yaptım ki EM1'deki faydalı mikroorganizmalar ölmesin.

Şimdi beklemedeyim. Uygulamanın üzerinden henüz bir kaç gün geçmesine rağmen gözle görülür bir canlanma var. İnşallah sezonu kapatmadan biraz daha mahsul kaldıracağım. Gelişmeleri de burada yazacağım.
Esen kalın.

Bukaşi (Bokashi) Kullanımı

BUKAŞİ (BOKASHI) KULLANIMI

"Bukaşi (Bokashi)Yapımı" başlıklı yazımın devamıdır.

Evde hazırlamış olduğumuz bukaşi aşılayıcı ile evsel atıklarımızı çok verimli ve faydalı gübreye dönüştürebiliriz. Aslında doğa bu işi zaten bir döngü içerisinde gerçekleştirmekte. Çevrenize bir bakın, ağaçlardan dökülen yapraklar, çöpe atılmış çürümeye bırakılmış meyve ve sebzeler, kesilmiş çimler vs. bir müddet sonra toprağa karışıp gidiyor. Toprak toprağa, küller küllere… Topraktan gelen toprağa karışıyor, kural böyle yazılmış, denge meselesi. Biz bu dengeyi bozacak bir şey yapmıyoruz sadece doğanın bu işi hızlandırması için yardımcı oluyoruz. 

Bukaşi aşılayıcının içerisindeki çok çeşitli ve milyonlarca faydalı mikro organizma, evsel atıklarımızı çürüterek toprağa karıştırmak için çalışacaklar. Nasıl mı? Öncelikle evsel atıklarımızı biriktirebileceğimiz kova gibi bir kap temin etmemiz gerekir. Bu iş için piyasada özellikle de yurtdışında çok fazla hazır ürün var. Türkiye’de de bulabildiğim kadarı ile sadece “Yeşil Adım” firması bu işe el atmış durumda. Gerekli kovayı az bir çaba ve el becerisi ile kendimiz de hazırlayabiliriz. Ben öyle yaptım. İşte aşamaları:
  • Önce evimizde koyacağımız yere uygun büyüklükte bir kova alıyoruz.
  • Dibine bir musluk takmak gerekiyor. Çünkü atıkların kendisinden gelen ve çürüme sırasında ortaya çıkan bukaşi sıvısını buradan alacağız.

Bukaşi (Bokashi) Yapımı [08 EKİM 2010'da güncellendi]

BUKAŞİ (BOKASHI) YAPIMI  [08 EKİM 2010'da güncellendi]

(Yorumlarda da görebileceğiniz gibi, EM1 konusunda bir hayli tecrübesi olan Doğasever rumuzlu doğa sever hocamın uyarısı ile yazımda bir iki yerde düzeltme ve güncelleme yapılmıştır.)

Türkçe okunuşu ve yazılışı ile “bukaşi”, ya da literatürdeki İngilizce yazılışı ile “Bokashi” Japonca kökenli bir kelime olup “Fermente olmuş organik madde” anlamına gelmektedir. Fermantasyon başka bir deyişle mayalanma ise bir maddenin bakteriler, mantarlar ve diğer mikroorganizmalar aracılığıyla, genellikle ısı vererek ve köpürerek kimyasal olarak çürümesi olayıdır.

Bukaşi, Japon çiftçiler tarafından, toprağın mikrobiyel çeşitliliğini artırmak ve bitkilere besin maddesi sağlamak amacıyla geleneksel olarak kullanılmaktadır. Genellikle çeşitli organik evsel atık maddeler, ormanlardan ve dağlardan toplanan ve içinde çeşitli mikroorganizmalar içeren topraklarla fermente edilerek elde edilir.


Tescilli bir ürün olan EM1 bol miktarda değişik türlerde mikroorganizma içermektedir. Firmanın Türkiye temsilcisinin sayfası ve ayrıntılı bilgi için bakınız: www.emturkey.com  Firmayla EM1’in son kullanıcısı olmanın dışında herhangi bir bağlantım yoktur, bunu not düşmek isterim. Burada EM1’in reklamını, iyi ya da kötü tanıtımını yapmak gibi bir çabam da yoktur. Ben sadece naçizane deneyimlerimi paylaşmak arzusundayım. Ne de olsa “Bilgi paylaşıldıkça artar” . Bu nedenle reklama girse de bukaşi yaparken kullandığım için EM1’den bahsetmem zaruridir.





Sayfamdaki yazılar kaynak gösterilerek ve bu sayfanın adresi verilerek kullanılabilir.

Sayfamda bazı yazılarımda bahsetmiş olduğum yöntemler kendi öğrendiklerimi, denediklerimi paylaşmak amacıyla yazılmıştır. Yapılan denemelerin sonuçları da yine burada paylaşılmaktadır. Tarif edilenlerin yanlış/eksik uygulanması, yazı dizilerinin tamamının okunmaması, vb herhangi bir nedenden dolayı istenmeyen sonuçlar elde edilmesi, beklenen sonucun elde edilememesi ve/veya karşılaşılabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumlu tutulamayacağımı bilgilerinize sunarım.

Kaynak belirterek ya da belirtmeden kullandığım yazılarımdan dolayı herhangi bir rahatsızlık duyan, haksızlığa uğradığını düşünen beni haberdar ettiği zaman ilgili yazıyı yeniden gözden geçireceğimi, şikayetinde haklıysa yazıda gerekli düzeltmeyi ivedilikle yapacağımı taahhüt ederim.
-=(RaideR)=-