Kene hafif geldi bir akrebi deneyelim...

Sağ el ve sağ ayak bileğimden akrep soktu. Olayın üzerinden yaklaşık 5 saat kadar geçti. Şu an bu satırları yazarken hastanedeyim.

Onlar da bizim şehidimiz...

Çanakkale ile arasında tam 8530 kilometre mesafede yatıyor olsalar da onlar da bizim şehidimizdir. Siz de bir buket sanal çiçek hediye ediniz gönülden gerçek dualarınızla birlikte. Nasıl yapacağınız burada tarif ediliyor.

Kendiniz Yapın: Tenekede Tavuk Pişirme Aparatı

Tenekede tavuk pişirebilmek için kendiniz evde malzemelerle son derece basit ve pratik bir aparat yapabilirsiniz.

Altın Oran ve Kabe

Altın Oran yani “Fi sabiti” 1.618, matematikteki üstün tasarım sayısıdır. Kalp atışlarımızda, DNA sarmallarının en ve boy oranında, kainatın dodecehadron adı verilen özel tasarımında, bitkilerin filotaksi denen yaprak dizilim kurallarında, kar tanesi kristallerinde, pek çok galaksinin spiral yapısında ve sayısız yerde Yaratıcı hep aynı muhteşem sayıyı kullanmıştır. Altın oran sayısı yani 1.618…

Mangal çeşitleri - Akla ziyan tasarımlar

"Yaşasın, mangal sezonu açıldı..." isimli yazı dizimize "Akla Ziyan Mangal Tasarımları" ile devam ediyoruz. Bu yazıda çok enteresan mangal tasarımları ile karşılaşacaksınız. Ya Rab bir zevk uğruna ne mangallar tasarlanıyor...

İyi Bir Tabletten Neler Olur?

Bir tablet bilgisayar evdeki hangi cihazların yerine geçebilir?

KüçükBahçem'in pepinoları

12 Ekim 2011 tarihli şuradaki yazımda

Şekli ve desenleri  ne kadar da birbirine benziyor. Acaba pepino mu patlıcana baka baka olgunlaşıyor yoksa patlıcan mı peppinoyu örnek alıyor. Aslında alışık olduğumuz üzere patlıcanın morumsu siyah olması gerektiğine göre belki KüçükBahçem'deki bu patlıcanlar pepinoya benzemeye çalışmışlar diye zannediyorum.

demiştim. Meğerse pepino zaten patlıcangillerdenmiş;  Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın Ekim 2011 sayılı Tarım Bülteni'nin yalancısıyım. Aşağıda bültendeki  pepino ile ilgili yazıyı bulabilirsiniz ama önce KüçükBahçem’in pepinolarının bir tadına bakalım değil mi…


 Bahçeyi temizledikten sonra pepinolar daha da açığa çıktı



Bu sene sadece bu gördüğünüz 2 adet pepinoyu yetiştirebildim. KüçükBahçem adından da anlaşılacağı gibi küçük olduğundan pepinolar domateslerin ve altın çileklerin arasında sıkıştı kaldı. Bu nedenle fazla ışık alamadığı için fazla meyve vermedi. Fakat bu iki tane de son derece lezzetliydi. Kelek kavun, salatalık sanki biraz da ananas tadı aldım. Aşağıda da böyle tarif edilmiş zaten.

Aşağıdaki yazıda yetiştirme şartları ile ilgili güzel bilgiler verilmiş. Seneye bunlara dikkat edeceğim. Pepinonun fidelerini; domates, biber gibi alışık olduğumuz sebze fidelerine göre bir hayli pahalıya yaklaşık on katı bir fiyata almıştım. Gördüğüm kadarı ile fidesini üretmek çok zor değil. Toprağa deydiği yerden kök salıyor. Bir iki dalından çelik alıp toprağa dikmiştim, onlar bile köklenip tuttular. Kışın Eskişehir'in soğuğundan koruyabilirsem önümüzdeki sezona kendi fidelerimi üretmiş olacağım inşallah.

Ekim 2011, Tarım Bülteni
Eski Damağa Yeni Tat: PEPİNO

Ayşe Gül ULUCAN ŞAHİN
Değişik tatlara çok da primi vermeyiz ancak pepino hem faydaları, hem yetiştirme kolaylığı hem de farklı tadıyla Türk insanıyla tanışıp, sofralarımıza konuk olmak istiyor.
Pepinoyu anlatmak için kavunu ipucu olarak verebiliriz. Şekli kavuna benzeyen bu meyvenin tadı ise kavun, muz ve ananas karışımı. Yani tam bir kokteyl kıvamında... Türkiye bu meyve ile henüz yeni tanışmaya başladı. Anavatanı Güney Amerika olan pepino şu an ülkemizde biraz yabancılı çekiyor olabilir. Kolay değil, Güney Amerika'dan, Avrupa ve Asya'yı birbirine bağlayan bir ülkeye konuk olarak gelmek. Yol uzun, insanlar ve toprak yabancı... Ama Akdeniz iklimi tam ona göre. Çünkü gece gündüz sıcaklık farkını çok sevmiyor pepino, geceleri üşüyor, Güney Amerika akşamlarının yıldızlı gecelerini düşünüyor.

MELEZ PEPİNO
Kendisi kavuna benziyor ancak öz akrabaları patlıcangiller familyasından. Damarlarında melez kanı akıyor. Kendi doğal ekolojisinde çok yıllık olarak üretilebiliyor pepino. Düşük ışık yoğunlukları meyvedeki şeker miktarının ve dolayısıyla tadının azalmasına neden oluyor. Bunalımlı havalar pepinoya göre değil. Günlerin uzaması moralini düzeltiyor, daha fazla çiçek açıyor. Drenajı iyi, kumlu tınlı topraklar pepino için ideal. Ağır bünyeli topraklarda geç ürün veriyor ve hastalık problemleri artıyor. Dikimi mart ayı sonundan nisan ayı ortalarına kadar yapılabiliyor. Doğal büyüme formu çalı şeklinde olduğundan budama yapmak gerekiyor pepinoya. Böylece daha fazla güneşlenerek, meyve vermesi daha da kolaylaşıyor.

DAMLA SU İÇİYOR
Gelişme döneminde bol su içmesi gerekiyor pepinonun. Ancak olgunlaşmaya başladığı zaman azaltıyor su içme sıklığını. Damla damla su içmek en güzeli ve en keyiflisi pepino için. Pepino yetiştirmek istiyorsanız, dikim yapmadan önce toprağa hayvansal alt gübresi atmanız gerekiyor. Çünkü pepino doğallıktan yana. Ama doğallık da bir yere kadar... Pepino, hasat zamanına yakın meyve gelişimini ve kalitesini artırmak için K (potasyum) içeriği yüksek olan gübreleri tercih ediyor. Hasadı bir kereyle bitmiyor pepinonun; meyve tabaklarında yerini almak için artık gün saymaya başlıyor...
HER DERDA DEVA...
Eskilerin deyimiyle 'su geçmiş' meyvelerden. Yani uzak yollardan gelirken, şifasını da birlikte getirenlerden. Diabet (şeker hastalığı) tedavisinde, kemik erimesi, anemi (kansızlık) tedavisinde ve kolesterolü düşürmede etkili. Pepinoyu tanıdıktan sonra bu meyveyi nasıl yiyeceğimizi de anlatalım: Pepinoyu dolapta soğuttuktan sonra kavun gibi dilimleyerek yiyebilir, meyve salatalarına katabilir ya da dondurma ile farklı bir sunum  gerçekleştirebilirsiniz.

Kaynak: Ezine Gıda, Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü, Bursa-Orhangazi Gürle Köyü Muhtarı Mehmet Uzun.
 



Her şey gönlünüzce olsun, sağlıcakla kalın.

KüçükBahçem'in Altın Çilekleri Hasat Edildi

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın basılı yayınlarından Tarım Bülteni'nin Eylül 2011 sayısında Karaman'daki altın çileklerin hasadına dair kısa bir yazı var. O yazıya geçmeden önce KüçükBahçem'deki Altın Çilek nam-ı diğer Yer Kirazının hasadına bakalım.

Bunlar benim KüçükBahçem'deki altın çilekler. Bu fotoğrafta topladıklarım 422 gram görünüyor. Ertesi gün bir o kadar daha topladık.

Tepsiye kuruması için bıraktık.


Maalesef altın çilekler dalında tam olgunlaşamadan toplamak zorunda kaldım. Galiba Eskişehir'in yaz mevsimi kısa geliyor altın çileklerin olgunlaşabilmesi için. Gece ayazları başladığı için yeşilken topladım. Tepside beklettiklerimizin bazıları kuruyup sarardı. Tadı biraz ekşimsi ama olsun, KüçükBahçem'in altın çilekleri bunlar.

5 Ekim 2011 tarihli "Saksıda Altın Çilek Yetiştirme ve Tohum Alma"  yazımda da bahsetmiş olduğum saksıdaki altın çilekler daha tatlıydı. Aynı yerde yetişmelerine rağmen saksıda olan bu altın çilek bahçedekine göre daha önce olgunlaştı ve tadı da daha tatlı oldu. Galiba, saksıda olan daha fazla kök salıp büyüyemeyecceğini hissetiği için meyvesini daha çabuk verdi. Diğerleri bir yandan kök saldı diğer yandan dallandıkça dallandı. Ben budadıkça başka yerden sürgün verdi. Doğru zamanda doğru budama yapmanın da önemli olduğunu böylelikle anlamış oldum. Bir de güneşi bol istiyor, seviyor bu çilekler güneşi ve sıcağı.




Bu da Tarım Bülteni'ndeki yazı
Altın Çilekler Hasat Ediliyor
Karaman'da alternatif ürünlerin yaygınlaştırılması amacıyla üretimi desteklenen "yer kirazı" diğer adıyla "altın çilek" bitkisinin hasadına başlandı. Hasat döneminde Gıda, Tarım ve Hayvancılık il Müdürlüğü teknik elemanlarınca çiftçilere teknik destek sağlanıyor. İl Müdürü İsmail Uluad yaptığı açıklamada: "İlimizde alternatif ürünler arasında önemli yere sahip olabileceğini düşündüğümüz bu ürünün çiftçilerimize tanıtılması amacıyla farklı köylerde örnek üretim alanları oluşturulması için İl Özel İdaremizin katkılarıyla altın çilek fidesi dağıtımı yapılmıştır. Yetiştiriciliği yapılan yer kirazı çiftçilerimiz tarafından tanındıkça üretim miktarı ve verimi giderek artacaktır." dedi.

Her şey gönlünüzce olsun.

Bilişim 2011 28. Ulusal Bilişim Kurultayı

Fotoğrafta ben yokum, ben fotoğrafı çekenim. Bir yanlış anlama olmasın.


Türkiye Bilişim Derneği TBD'nin organize ettiği Bilişim 2011 28. Ulusal Bilişim Kurultayı 26-29 Ekim 2011 tarihleri arasında Ankara'da JW Marriott Otelde gerçekleştirilmekte. Benim de birazdan "Yapay Sinir Ağları Kullanılarak Döviz Kuru Tahmini Üzerine Bir Çalışma" başlıklı bir bildiri sunumum olacak. Heyecanla sıramı bekliyorum. Ayrıntılar daha sonra geliyor.
Bu e-posta, Turkcell BlackBerry ile gönderilmiştir.

Neyse çok şükür hayırlısıyla yaptım sunumu. İnşallah birilerine bir faydası dokunur çalışmamızın. Bildirimi, 2006 yılında tamamladığım İşletme yüksek lisans tezimden özetleyerek çıkartmıştık. Biraz geç oldu ama oldu nihayetinde. o zamandan beri aklımın bir kenarında duruyordu bu iş. Temizlemiş oldum hiç olmazsa.

Bildiriye şu adresten: http://www.indirdur.net/files/1CXOXW3P/Bilisim2011_YSA_ile_Doviz_Kuru_Tahmini.zip

Teze de şuradan erişebilirsiniz: http://www.babamonk.com/2010/12/doviz-kuru-tahmininde-yapay-sinir.html#axzz1c472hd5f

Faydalı olması dileğimle.


Bildiri ayrıca aşağıdadır.

Yapay Sinir Ağları Kullanılarak Döviz Kuru Tahmini Üzerine Bir Çalışma

 

Ömür YILDIZ ESOGÜ FBE, Elk.Elkt. (Dr. Öğrencisi)
oyildiz@ogu.edu.tr      
  
Doç.Dr.Birol YILDIZ
ESOGÜ, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

Döviz kurlarının aldığı değerler bir zaman serisi şeklinde düzenlenebilir. Yapay Zekânın (Artificial Intelligence)  bir uygulaması olan Yapay Sinir Ağları (YSA – Artificial Neural Network) son yıllarda geleceği öngörmede; özellikle döviz kuru gibi lineer olmayan (non-lineer), birçok değişkene bağımlı zaman serilerinin tahmin edilmesinde önemli bir araç olmuştur.

Bu çalışmada da, USD’nin gelecekteki değerinin tahmin edilebilmesi için YSA ile oluşturulan bir model kullanılmıştır. Modele girdi olarak ise T.C. Merkez Bankası tarafından günlük olarak açıklanan ekonomik değişkenlerden 41 adet bağımsız parametre kullanılmıştır ve USD’nin ertesi günkü değeri bu parametrelerin gün sonu değerlerinden yola çıkılarak elde edilmeye çalışılmıştır.
Bu çalışmanın önemli hedeflerinden birisi de; zaman serilerini öngörmede YSA kullanacak araştırmacılara; ağın mimarisi, gizli katman sayısı, katmanlardaki yapay sinir hücresi sayısı, hangi eğitim algoritmalarını ve aktivasyon fonksiyonlarını kullanabilecekleri konusunda yol gösterebilmektir.

Yapılan denemelerde, birden fazla gizli katman içermesinin başarı oranını arttırmadığı fakat bunun yanında doğal olarak ağın çalışma hızını olumsuz yönde etkilediği tespit edilmiştir. Aynı şekilde, gizli katmanlarda kullanılan nöron sayısının arttırılmasının da ağın hata oranını düşürmediği ama ağın hızını hissedilir şekilde azalttığı görülmüştür. 

Değişik katman ve nöron sayılarında kurduğumuz ağlarda, türevlenebildiği için, geriye yayılım algoritmasında kullanılmaya en uygun olan aktivasyon fonksiyonlarından “Hiperbolik Tanjant Sigmoid” ve “Logaritmik Sigmoid” fonksiyonları kullanılmıştır. Denemelerimizde iki fonksiyonun ağlarımızda kullanımında önemli bir fark tespit edilememekle birlikte tansig’in daha başarılı sonuçlar ürettiği gözlemlenmiştir.

Anahtar Kelimeler

Yapay Zekâ, Yapay Sinir Ağları, Döviz Kuru Tahmini, Temel Analiz, Merkez Bankası, MATLAB, Geriye Yayılım Algoritması

Summary

The  values of the exchange rates can be arranged as a time series.  ANNs (Artificial Neural  Networks), which are  a branch of  Artificial  Intelligence have become an important  tools  for prediction of the future especially non –lineer series like exchange rates, in recent  years  .

Data were collected from the official web site of Central Bank of the Republic of Turkey. 41 economical parameters and variables which affect the fluctuations of the USD were used in this study.

As a result of this study we determined how affects these parameters such as the structure of ANN, number of layers in the ANN and artificial neurons in the layers, the training methods to reach the best solution. We have decided that ANNs can be used as a supplementary tool to predict future value and trend of the USD.

It is obvious that one of the most important aims of this study is being a guide to the researchers using ANN to predict time series according to network architecture, the number of hidden layers, the number of artificial neurons, training algorithms, and activation functions.

The most suitable activation functions of using  with the-back propagation algorithm are ,  “Hyperbolic  Tangent Sigmoid”  and ”Logarithmic Sigmoid” according to our experiments. Be cause, these functions can be derivated. The results of our experiments show that using these two functions in networks is not generate a big difference; however the  Tangent Sigmoid has more succesful results.

Keywords

Artificial Neural Networks, Exchange Rate Prediction, MATLAB, Central Bank of the Republic of Turkey, Back Propagation Algorithm

GİRİŞ

Deprem ve tsunami sonrası japonlar nasıl davranmıştı?


Deprem ve tsunami sonrası japonlar nasıl davranmıştı?
Tam da bu aralar hatırlamakta fayda var. Deprem ve tsunami sonrası Japonlar nasıl davranmıştı.

Allah'tan Van'daki, Erciş'teki deprem afetinde hayatını kaybedeblere rahmet kalanlarına sabır ve kolaylıklar dilerim. Çok zor, tam da kış yaklaşırken evleri yıkıldı. Barınacak yerleri, bırakın onu ailesinden kimse kalmayanlar var maalesef. Allah yardımcıları olsun.

Bu zorlu dönemde bölgesel ayrımcılığa, ırkçılığa fırsat vermemek lazım. Birlik içinde bu sıkıntının da üstesinden gelmemiz lazım. Kabul, belki daha 10 gün önce taş attığı polis şimdi ona elini uzatıyor. Kurşun sıktığı asker yemeğini veriyor. Hastane kapısında dövdüğü doktorlar, hemşireler gecesi gündüzü karışmış halde herkesin yardımına koşuyor. "İşgalci T.C. buradan defol" diye pankart açanlar "Devlet nerede gelsin bizi kurtarsın" diye feryat figan içinde belki de... 

Fakat büyüklük bunları bir kenara bırakmayı, yaraları hep birlikte sarmayı gerektirir. Tarih boyunca her zaman olduğu gibi. Bizleri bölmeye çalışanlara fırsat vermemek, onları sevindirmemek tam tersine onları yine şaşırtmak ve hayal kırıklığına uğratmak gerekir. Bizlere yakışan budur.

Bir de maalesef her zaman olduğu gibi yine olacaktır. Deprem fırsatçılarına, duygu sömürücülerine, yardım topluyoruz diye dolandırıcılık yapanlara aldanmamak; yağmacılara, soygunculara fırsat vermemek gerekir.


Bu girişten sonra benzer acılarla sürekli karşı karşıya olan Japonların deprem ve tsunami sonrasındaki davranışlarını bir hatırlayalım dedim (internet sitlerinden alıntıdır):

Büyük deprem ve tsunami sonrası internette yaygın biçimde dolaşan aşağıdaki metin Japonya deneyimine ilişkin dikkate değer noktaları dile getirdiği için,Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu’nun önerisiyle İngilizce’den çevrilmiştir.

1-Ağırbaşlılık
Hiçbir dövünme ya da aşırı hareketlerle ızdırap ifade etme görüntüsü yok.Üzüntünün kendisi yüceltildi.

2-Onur
Su ve yiyecek kuyruklarındaki disiplin.Hiç bir kaba söz ya da sert el kol hareketi yok. Sakinlikleri takdire ve övgüye değer.

3-Yetenek
Mimarlık,mühendislik…Binalar sallandı ama yıkılmadı.

4-Erdem-Bencil Olmama
İnsanlar sadece o anda ihtiyaçları olan şeyleri satın aldılar,herkes bir şeyler alabilsin diye.

5-Düzen
Hiçbir dükkan yağmalama yok.Yollarda korna çalmak yok.Sadece anlayışlı tavırlar.

6-Fedakarlık
50 çalışan, deniz suyu pompalamak için, nükleer reaktörlerin içinde kaldı.

7-Duyarlılık
Lokantalar fiyatlarında indirim yaptı.Korunmayan bir bankamatiğe hiç kimse saldırmadı.
Güçlüler zayıflara baktı.

8-Eğitim
Yaşlılar ve çocuklar dahil herkes ne yapacağını tam olarak biliyordu.Aynen de yaptılar.

9-Medya
Bültenlerde kendilerini mükemmel bir şekilde dizginlediler.Sakin ve duyarlı habercilik.

10-Vicdan
Bir mağazada elektrik kesildiğinde,insanlar aldıkları şeyleri tekrar raflarına koydular ve sessiz bir şekilde çıktılar.

Onlardan öğrenmemiz gereken daha çok ders var!

Ya bizde nasıl? Mesela şöyle:

http://gundem.milliyet.com.tr/yardimda-dagitim-rezaleti/gundem/gundemdetay/25.10.2011/1454901/default.htm
adresinden alıntı.

Aradaki fark çok ama pek çok maalesef. Her zaman dediğim gibi adamlar bizden sadece 6-7 saat değil yıllarca öndeler.

İnşallah bu sefer hepimize ders olur; diyeceğim ama....


KüçükBahçem'de 2011'in Son Pembeleri

Bu sene yaz geç geldi, erken gitti. Artık Eskişehir'de havalar iyice serinledi, güneş de yüzünü az göstermeye başladı. Dolayısı ile artık domates bitkileri çiçeklenmediği gibi yeşil domatesler dahi kızaramaz oldu.

KüçükBahçem'den en son topladığım pembeler 1kg'dan fazla gelmişti...




Bu pembeleri topladıktan sonra da dallardaki yeşiller bir türlü pembeleşemedi.
Geri plandaki pepinolara da dikkatinizi çekerim




Salkım çerilerim de alacalı kaldı...

Zaten bu sene pembe domates diye diktiklerimin çoğu bir karışıklık nedeniyle salkım çeri çıkmıştı. Bu yüzden de pembe domates üretimim çok az oldu.

Yine de tohumlarından aldım bir sonraki sene için. Yine geçsin sonbahar-kış, gelsin ilkbahar-yaz; yine tohumları çimlendireceğim, yine dikeceğim fideleri KüçükBahçem'e sonra da toplayacağım pembelerimi inşallah.

KüçükBahçem'de, domateslerimin gölgesinde de kalsa geri planda  yetişen patlıcanlarım, altın kirazlarım hatta pepinolarım bile var bir kaç tane de olsa.

Olgunlaşan altın çileklerimin tadı son derece güzel. Marketten aldıklarımdan eksiği yok fazlası var.

Soldaki patlıcan sağdaki ise pepino. Şekli ve desenleri  ne kadar da birbirine benziyor. Acaba pepino mu patlıcana baka baka olgunlaşıyor yoksa patlıcan mı peppinoyu örnek alıyor. Aslında alışık olduğumuz üzere patlıcanın morumsu siyah olması gerektiğine göre belki KüçükBahçem'deki bu patlıcanlar pepinoya benzemeye çalışmışlar diye zannediyorum.

Henüz pepinoları toplamadım ama patlıcanın 3 tanesi 1.3 kg geldi.

Şimdilik KüçükBahçem'den haberler bu kadar, sağlıcakla kalın. Her şey gönlünüzce olsun.
.



Steve Jobs, başsağlığı...

Bilişim sektöründeki herkesin gündeminde olan bir konu Steve Jobs'ın ölümü. Haberleri izleyenler, tanımasa bile kulak kabartmıştır kim bu diye. Kolay değil milyonlarca belki milyarlarca kişiye ulaşmış ürünlerin tasarımcılarından, öncülerinden birisi. Sıradan birisi değil kısaca.

Şimdi bir çok ortamda değişik şekilde gündeme gelecektir, Steve Jobs'ın ölümü. Kimisi diyecektir " Gördün mü bak o kadar parası var ama adam gencecik yaşta gitti yine de", kimisi diyecektir "Şu kanser ne illet şey", kimisi de belki de "artık iPhone 5'in çıkması daha da gecikir ya da çıksa da acaip pahalı olur" diyecektir.

Her neyse; Allah rahmet eylesin, benim aklıma şu takılıyor "şimdi bu adam doğrudan cehenneme mi gidecek?"  "ee tabi müslüman değil ki niye gitsin cennete" diyecek kimileri sanki cennetin anahtarı kendisindeymiş gibi... Sanki sabah akşam namaz kılmaktan başka bir vasfı varmış gibi. Sanki bu dünyada insanlık için geçtim hadi müslümanlık için en ufak bir  hayrı dokunmuş gibi...

Buna da her neyse. Her sabah yaptığım gibi rutin olarak göz attığım siteler var. Bunlardan birisi de www.dealextreme.com . Bu siteye girince aşağıdaki gibi bir taziye mesajı yayınladıklarını gördüm. Çok hoşuma gitti. Neticede adamın sayesinde on binlerce çeşit ürünü satıyorlar. " i "  serisinin (i-phone, i-pad, i-pod, vs) çakmasından tutun da bunlar için üretilen aksesuarlara kadar.  Steve Jobs'ın (apple) tasarımları sayesinde hatırı sayılı para kazanıyorlar. Sadece kendileri değil üreticileri de kazanıyor. Adamın sayesinde sadece doğrudan Apple ve bağlı kuruluşları değil bu sayede oluşmuş bir piyasadan milyonlarca kişi ekmek yiyor. Bir düşünün bizim sayemizde kaç kişi ekmek yiyor diye...

DealExtreme'i bu hassasiyetinden dolayı tebrik ediyorum ve alkışlıyorum.

Sonra dedim diğer sitelere de bakayım bakalım onlarda da var mı bir şeyler diye...

Mesela tinydeal,

Dev Sebzeler

Yetiştirdiği 8.15 Kg'lık dev soğanı ile poz veren Pete Glazebrook isimli çiftçi, dünyanın en ağır/büyük soğanını yetiştirme rekoru ile Guinnes Rekorlar Kitabı'na girdi.


İngiltere'nin Harrogate kentinde bir asırdır düzenlenen "Harrogate Autumn Flower Show" festivalinde çiftçilerin yetiştirdiği dev sebzeler büyük ilgi çekti. Festivalde, 8.150 kiloluk soğan, 45 kiloluk kabak ve 83 santimetre uzunluğundaki salatalık sergilendi.
 Dev domates (bizim pembeler arasında da var böyleleri hatta daha büyükleri)

devamı aşağıda...

Türk ve İsrail Uçakları Yanyana

Tarih 25 Eylül 2011 Pazar. Saat 10.30 civarı, yer Romanya'nın başkenti Bükreş Henry Coanda Havaalanı. Türk ve İsrail yolcu uçakları yan yana durmuşlar.






Biz birazdan kalkacak olan TK 1044 uçuş numaralı uçağımıza binerek İstanbul'a dönmek üzereyiz. Bu Bükreş seyahati ilginç tesadüflere sahne oldu benim adıma. TransNEW çalıştayının akşamında biz misafirlere verilen yemekte, Romen organizatör bizi Güney Kıbrıs'lılarla aynı masaya oturttu özellikle. Sanki barıştırmaya çalışırmış gibi. Benim için bir sakınca yok, çekineceğim bir husus yok. Fakat Kıbrıs'lılardan birisi yemek boyunca habire laf sokmaya çalıştı kendince alkollü kafayla. Kuyruk acısı var, belli oluyordu gerekli cevapları aldı, fazla da muhatap olmadım zaten. Kıbrıs'ın suları ısınmışken bir de yemek masasını ısıtmaya gerek yoktu buralarda...

Esen kalın.

İşyerimizdeki KüçükBahçem'izde Bağbozumu

Yine geldik doğrusuyla, yanlışıyla bir sezonun sonuna. Bu sezonda da kendimizce bir şeyler yetiştirmeye çalıştık KüçükBahçem'izde. Dolayısıyla girişte "doğrusuyla yanlışıyla" demiş olsak da bu işte her şey doğruydu. Ne demiş büyükler, "Galiptir bu yolda mağlup".

Eksik olmasın bir kaç iş arkadaşımızla birlikte, öğlen saatlerini değerlendirmek amacıyla bahçemizin bir kenarında salatalık, domates, biber, altın çilek, kavun, kabak hatta peppino bile yetiştirdik.

Bizim için güzel bir eğlence oldu. Kendi yetiştirip kendimiz yediğimiz sebzelerin de tadı bir başka oluyor elbete. Bu sene doamtese ve salatalığa para vermedik. Tamamen KüçükBahçem'izden karşıladık bu ihtiyacı. Toprak şirketten, su şirketten. (Toprak zaten boş duruyordu ama şirketin suyunu kendi çıkarınız için kullanmışsınız diye düşünenlere cevaben: biz de tuvalete birer kez eksik girmek suretiyle sifon suyundan tasarruf ettik, bu böyle biline !)

Maalesef Eskişehir'de yaz sezonu kısa sürüyor. Üstüne bir de bu sene yaz geç geldi, yağışlar uzun süre kesilmedi. Dolayısı ile fideleri toprağa geç diktik. Şimdi ise artık havalar iyice soğudu. Bağbozumu  zamanı geldi KüçükBahçem'izde. İçimiz acıyarak söktük bize bol bol ürün vermiş domatesleri, biberleri, patlıcan bitkilerini...


En uzun kökler altın çileklerde, sımsıkı sarılmış toprağa bırakmıyor...

Son mahsuller...

İlk etapta sadece örtü altındaki domateslere dokunmadık. Bunları sökmek ertesi güne kaldı. Onların da akibeti aynı oldu.


ve günün sezonun sonunda işyerimizdeki KüçükBahçem'iz seneye yeniden fidelerle buluşmak üzere temizlendi, çapalandı, kabartıldı. "İnşallah" seneye bu seneden edindiğimiz tecrübelerle amatör bahçeciliğimize devam...



Meraklısına maceramızın tamamı şu linklerde:

15 Haziran 2011 İşyerindeki KüçükBahçem'iz 

02 Temmuz 2011 İşyerindeki KüçükBahçem'izin ilk mahsülleri

27 Temmuz 2011 Hıyarlar İşyerimizdeki KüçükBahçem'izden...

19 Ağustos 2011 Bundan böyle domatesler de işyerimizdeki KüçükBahçem'izden...

11 Eylül 2011 Bayram dönüşü işyerimizdeki KüçükBahçem'iz




Görüşmek umuduyla...

Bunlar da işyerimdeki KüçükBahçem'izin kavunları

Bunlar da işyerimdeki KüçükBahçem'izin kavunları...



Domates, biber, salatalıktan sonra tatlı niyetine kavun iyi gider dedik. Olgunlaşan kavunlarımızı kopardık dallarından.



Yanında beyaz peynir vd. yoktu, öylece kemirdik gitti; iyi de gitti...

Bir sonraki sene için tohumlarından ayırmayı ihmal etmedik.

Esen kalın.


Sayfamdaki yazılar kaynak gösterilerek ve bu sayfanın adresi verilerek kullanılabilir.

Sayfamda bazı yazılarımda bahsetmiş olduğum yöntemler kendi öğrendiklerimi, denediklerimi paylaşmak amacıyla yazılmıştır. Yapılan denemelerin sonuçları da yine burada paylaşılmaktadır. Tarif edilenlerin yanlış/eksik uygulanması, yazı dizilerinin tamamının okunmaması, vb herhangi bir nedenden dolayı istenmeyen sonuçlar elde edilmesi, beklenen sonucun elde edilememesi ve/veya karşılaşılabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumlu tutulamayacağımı bilgilerinize sunarım.

Kaynak belirterek ya da belirtmeden kullandığım yazılarımdan dolayı herhangi bir rahatsızlık duyan, haksızlığa uğradığını düşünen beni haberdar ettiği zaman ilgili yazıyı yeniden gözden geçireceğimi, şikayetinde haklıysa yazıda gerekli düzeltmeyi ivedilikle yapacağımı taahhüt ederim.
-=(RaideR)=-