9/12/2011 12:17:00 ÖÖ
bahçe, gardening, heirloom, küplü, mayıslar, organik, pembe domates, pembedomatesagi, sakarı, sarıcakaya, tohum, yerli
Bu sene biraz gecikti benim pembe güzellerim. Pek bir nazlandılar pembe yanaklarını göstermek için...
Zaten
köyümden pembe domates (sakarı domatesi) fidesi diye getirip diktiğim fidelerin çoğu "küçük" bir karışıklık sonucu salkım çeri çıkmıştı. Allah'tan
kendim çimlendirdiğim
bir kaç tane pembem vardı da onlar durumu kurtardı. Dediğim gibi bu
sene pembe domatesim az olduğu için olanlar da daha bir kıymetli oldu.
Gözüne bakıp duruyorum domateslerin, büyüsünler sonra da pembeleşsinler
diye. Havaların geç ısınmasından dolayı toprağa geç aktardığım pembeler
Eylül ayının ortasına gelmemize rağmen daha yeni yeni kızardılar, daha
doğrusu pembeleştiler.
KüçükBahçem'deki ilk pembeleşen pembe domatesimi görüyorsunuz aşağıda.
Büyüklüğünü gösterebilmek için ölçek olarak 50TL'yi kullandım. Bu tür
işlerde genellikle 1 TL kullanılır ama bende para af edersiniz "çok"
olduğu için cebimdeki en küçük para ile ölçekledim. Hem demedik mi bu
pembeler pek bir kıymetli diye, şimdi 1 TL kullanmak yakışmaz...
O da olmazsa arabamın anahtarını koyayım ölçek olarak, maksat görgüsüzlük değil mi? (Kıroyum ama para bende)
KüçükBahçem'den topladığım günlük mahsul bir arada.
KüçükBahçem'in ilk pembe güzelleri bir arada. En irisi 511 gr ilk hasat olan 4 tanesi 1223 gr geldi.
Amanın burada 1 TL kullanmışım, gitti karizma.
Pembelerin devamı KüçükBahçem'de, dalında.
Pembe domateslerin tohumlarının nasıl alındığını fotoğraflı anlatımıyla okumak için tıklayınız
--> tam buraya <--
Esen kalın.
9/12/2011 12:06:00 ÖÖ
bahçe, doğal, gardening, heirloom, kanserojen, küplü, mayıslar, organik, pembe domates, pembedomatesagi, sakarı, tohum
Başlık "Pembe Domateslerden Tohum Alma" ama aşağıda bahsedeceğim
yöntemi diğer domateslerden tohum almak için de kullanabilirsiniz hiç
şüphesiz. Buradaki tohum alma ve saklama işlemi pembe domatese özel bir
yöntem değil. Zaten domatesler biraz saftır, kendisinin pembe olup
olmadığını anlamaz bile. Siz aynı muameleyi tüm domateslere aynen
uygulayabilirsiniz.
Neyse lafı çok uzattık. Şöyle irice bir domatesi ekvator bölgesinden
ikiye ayırıyoruz. Tam ekvatorda yer alan, bıçağın önüne çıkan bir kaç
tohum bu arada kazara telef olabilir. Dert etmeyin, o kadar da olacak
artık. Bir çay kaşığı yardımı ile tohum odalarındaki tohumları bir
süzeğe/eleğe alıyoruz. Bu arada mis gibi domatesin kokusuna dayanamayıp
bir dilim kesip tadına bakmak serbest.
Tohumları fazla ezmeden, sıkıştırıp zedelemeden hafifçe yıkıyoruz. Bu arada domates parçaları, damarlar vs. temizlenmiş oluyor.
Sonra bir şişeye ya da kavanoza su koyup tohumları da ilave ediyoruz.
Burada kullanılacak suyun içme suyu ya da dere, kaynak, tulumba suyu
olması daha doğrusu klor içeren çeşme suyu olmaması daha iyi olacaktır
kanımca. Hadi paranoyaklığı biraz daha abartalım, kavanoz da cam olsun.
Plastik pet şişeler kanserojen madde içeriyor, tohumlara bulaşmasınlar.
Kavanozu bir kenarda, oda sıcaklığında 2-3 gün bekletelim. Dikkat
ederseniz bazı tohumlar suyun içindeyken çimlenmeye başlamış bile.
Anlaşılan fazla gecikmeden kurutmaya geçmek gerekiyor.
Tohumları kurutmak için bir parça pişirme kâğıdının ya da yağlı kâğıdın
üzerine döküp yayıyoruz. Yayarken tohumları zedelememeye dikkat
ediyoruz. Burada da 2-3 gün iyice kuruyana kadar bekletiyoruz. Kâğıt
havlu, bez parçası gibi bir şeyin üzerinde de kurutmaya bırakılabilir
fakat tohumlar kururken dokulara yapıştığı için daha sonra çıkarması zor
oluyor. Pişirme kâğıdından kurumuş tohumları almak ise çok daha kolay.
Tohumları iyice kuruduktan sonra elimizle nazikçe kazıyarak tohumları kâğıt üzerinden alıyoruz. Bir sonraki sene kullanmak,
Pembe Domates Ağı'ndaki
ya da başka yerlerdeki meraklılarına dağıtmak üzere kapalı, hava
almayacak bir torba içinde güneş ışığından da koruyarak saklıyoruz.
Bu evladiyelik tohumlarla seneye buluşmak, yüksek verimle çimlendirmek ve sonrasında da bol hasat almak dileğiyle...
.
Habertürk'ün 22 Ağustos 2011 Pazartesi, 16:26:15 tarih ve zamanlı bir haberini paylaşıyorum.
Ben de bir Pembe Domates Ağı üyesi ve dolayısı ile kendi çapında naçizane tohum dağıtıcısıyım...
Konuyla ilgili diğer yazılarım için bakınız:

Yerli ürün pembe domates, son yıllarda yine gözde hale geldi!
İsrail domatesine rakip: Pembe domates!
Anadolu topraklarında asırlardır yetiştirildiği bilinen ancak üretimi azalan yerli ürün pembe domates, son yıllarda yine gözde olurken, doğal ürün olması dolayısıyla İstanbul'da kilosunun 10 liraya ulaşan fiyatlardan satıldığı bildirildi.
Alınan bilgiye göre, ince kabuklu, kendine has kokulu, etli ve Türk damak tadına sahip oldukça lezzetli olan pembe domates, Anadolu'nun yerli ürünleri arasında yer alıyor.
Özellikle yaz aylarında yetiştirilen bu ürün, üretiminin azalması nedeniyle yıllardır kırsal alanda yaşayanlar tarafından az miktarda üretilip, tüketiliyor.
Raf ömrünün kısa olması nedeniyle pazar ve marketlerde fazla yer verilmeyen pembe domates, son yıllarda gözde olurken, vatandaşların fazla talep etmesiyle pazar yerlerinde daha çok satılmaya başlandı.
Tarla domateslerinin Ramazan ayında, ortalama 1 liradan satıldığı Bursa'daki pazarlarda pembe domatesler, kilosu 4 liraya varan fiyatlardan alıcı buluyor.
Yalova Ziraat Odası, yerli tohumdan üretilen pembe domatesin il genelinde yaygınlaştırması için çalışma başlatırken, bu yıl 20 bin kök fidenin dikimini gerçekleştirdi.
Yalova Ziraat Odası Başkanı Şaban Beşli, Yalova'nın dağ köylerinden buldukları pembe domatesin daha fazla üretilmesi için yoğun çalıştıklarını belirterek, üretilen domateslerin dolgun fiyatlarla pazarlandığını anlattı.
Pembe domatesi iyi tarım uygulamalarıyla üretmek istediklerini belirten Beşli, şunları kaydetti:
''İsrail'in hibrit tohumundan üretilen domatesine karşı Yalova'nın pembe domatesini yetiştiriyoruz. Türk halkı, daha lezzetli olan kendi yerli ürününü tüketmeli. İsrail tohumları yüzünden domatesimizin kalitesi bozuldu.
Domateslerin sadece yazın tüketilmesi için harekete geçtik. İnsanlar, Osmanlı'dan kalma doğal ürünümüzü tüketsin istiyoruz. Yalova'nın bazı köylerinde yetişen pembe domatesler, İstanbul'da satılıyor. İstanbul'un pahalı yerlerinde kilosunu 10 liradan sattıklarını söylediler. Daha çok üretilirse, daha ucuza tüketilebilir. Biz bu konuda kararlıyız.''
PEMBE DOMATES AĞI...
Yalova'daki gibi birçok yerleşim biriminde pembe domatesin üretimiyle ilgili çalışma yapılırken, bu yerli ürünü yaşatmaya, daha fazla kişiye ulaştırma çabasında olan kişilerce de Pembe Domates Ağı (PDA) kuruldu.
İnternette yer alan, ülkedeki doğal pembe domatesleri, kentlerde, evlerinin balkon ve bahçelerinde doğal tarım yöntemleriyle yaşatmaya çalışanların oluşturduğu toplumsal bir ağ olan PDA'nın üyeleri, tohumları parayla satmıyor, yaygınlaşması için ağa katılanlarla paylaşıyor.
Ağı kuranlar, ilk kez 2005 yılında tanıştıkları pembe domatesi beğenmeleri ve Anadolu ürünü olduğunu öğrenmelerinin ardından, tohum elde ederek harekete geçiyor.
Önce tohumları paylaşan kurucuların oluşturduğu ağa, ilk başta 5-10 kişi katılırken, bu yıl itibarıyla üye sayısı 2 bin 500'e kadar ulaşıyor.
Ağ üyeleri, kendi yetiştirdikleri pembe domateslerle ilgili hikayelerini, yakaladıkları lezzeti, üretimde yaşadıkları zorlukları ve sevinci paylaşarak, ürünün yaygınlaşmasında önemli rol oynuyorlar.
Yerli ürünlerin korunmasından yana olan PDA'nın manifestosunda şunlar yazıyor:
''Bizler, 2006'da bu ülkenin ürünü olan ve gelecek kuşaklara miras bırakılması gereken doğal tohumlara, nesli kurumaya yüz tutan, leziz pembe domatesler üzerinden sahip çıktık. Onları, 2007 ve gelecek yıllarda da evlerde, balkonlarda, bahçe ve tarlalarda, temiz toprak ve doğal yöntemlerle yetiştirmeye azimliyiz.
Bu domatesleri aynı renk, aynı güzel koku, aynı lezzet ve aynı doğallıkta sürdürebilmesi için elde ettiğimiz tohumları çocuklarımıza ve gelecek kuşaklara aktarmakla sorumluyuz. Bunun için kendi aramızda yardımlaşırken tohumlarımızın genetiği ile oynanmaması, terminatör teknolojiler eliyle endüstriyel hale gelmemesi için pembe domates ağının genişlemesine çalışacağız.''
Sayfamdaki yazılar kaynak gösterilerek ve bu sayfanın adresi verilerek kullanılabilir.
Sayfamda bazı yazılarımda bahsetmiş olduğum yöntemler kendi öğrendiklerimi, denediklerimi paylaşmak amacıyla yazılmıştır. Yapılan denemelerin sonuçları da yine burada paylaşılmaktadır. Tarif edilenlerin yanlış/eksik uygulanması, yazı dizilerinin tamamının okunmaması, vb herhangi bir nedenden dolayı istenmeyen sonuçlar elde edilmesi, beklenen sonucun elde edilememesi ve/veya karşılaşılabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumlu tutulamayacağımı bilgilerinize sunarım.
Kaynak belirterek ya da belirtmeden kullandığım yazılarımdan dolayı herhangi bir rahatsızlık duyan, haksızlığa uğradığını düşünen beni haberdar ettiği zaman ilgili yazıyı yeniden gözden geçireceğimi, şikayetinde haklıysa yazıda gerekli düzeltmeyi ivedilikle yapacağımı taahhüt ederim.
-=(RaideR)=-