Bu hafta sonu cevizler yerinde duruyor mu, sincaplar hepsini topladı mı diye bakmaya ve bu sıcaklarda susuzluktan ölmesin diye sulamaya Mayıslar'daki bahçeme gittim yine. Havalar çok sıcak olduğu ve Ramazan ayında olduğumuz için büyük sıkıntı çekmemek için sahurun serinliğinde düştük yola. Bir saatte varıyoruz bahçeye. Her zamanki gibi zeytinlerimi damacanalarla ve cevizleri de jeneratör+dalgıç pompa düzeneği ile suladık annemle beraber.
Ah şu sincaplar yine yemişler cevizlerimi, çok azını bırakmışlar bize. Biz de bir dahaki gidişimizde bunları da bulamayız diye daha vakti gelmeden kalanları toplamak zorunda kaldık. Yaklaşık 3 kg geldi sağlamları. Bu sincaplara (belki de kuşlara) bir çözüm bulamazsam bizim bu bahçeden ceviz yiyeceğimiz pek mümkün görünmüyor maalesef :(
Dönüşte yine yakalandık bizim akrabalara ve yine ısrar ettiler bahçelerinden domates biber toplamamız için.
Zaten eksik olmasınlar konu komşu, eş dost yesin diye dikmişler biber, domates, patlıcan, kavun, karpuz vs. leri. Biberler öyle bir çoğalmış ki yapraktan çok biber var hem de çeşit çeşit. Cherryler salkım salkım. Pembeler ortalama yarımşar kilo gelir. Patlıcanlar dalında kalmış, çoğunun vakti geçmiş. Biz toplayabildiğimiz kadarını topladık, 3-4 poşet dolusu yaklaşık bir çuval kadar. Kendileri de toplamakla bitiremedikleri için daha da pek çoğu dalında kaldı. Belki de çoğu çürüyüp gidecek öylece. Ziyan olmasın derseniz bahçenin yeri tam şurası, yolu oradan geçenler uğrayıp alabilirler istedikleri kadar.
Kırmızı biberleri fırında kuruttuktan sonra rondodan geçirip pul biber yapacağım. Kırmızı biberler de çeşit çeşit. Sivrisi var, üçgeni var, yuvarlağı var. Yuvarlak ve üçgen gibi olanlarından birer tanesini tohumluk olarak ayırdım. Seneye kendi bahçemde de yapacağım.
Kendi evimin önündeki küçük bahçemde de güzel haberler vardı bu hafta sonu. Mesela ayçiçeğinin kellesi kocaman olduğu ve artık gövdesi taşıyamadığı için kestim.
Çekirdeklerin dizilimindeki altın orana dikkat. |
Bir de saksıdaki, perlite diktiğim patlıcanlarımdan birisi nihayet bir meyve vermiş. Zavallılar küçücük saksı içinde yaşam mücadelesi veriyorlar. Ben bir de fasulye sokuşturmuştum araya, o da çıkmış; kol atmaya başlamış. Derin olmadığı için kökler hep yatayda büyümüş, saksınının içinde perlitin her yerini sarmışlar. Buna rağmen bir de patlıcan yapmaya başlamış, çok sevindim.
Olur da büyürse perlitte yetiştirebildiğim ve tadına bakabildiğim çilekten sonra ikinci meyve/sebze olacak bu patlıcan.
Her şey gönlünüzce olsun, esen kalın.
.
0 yorum:
Yorum Gönder