Kene hafif geldi bir akrebi deneyelim...

Sağ el ve sağ ayak bileğimden akrep soktu. Olayın üzerinden yaklaşık 5 saat kadar geçti. Şu an bu satırları yazarken hastanedeyim.

Onlar da bizim şehidimiz...

Çanakkale ile arasında tam 8530 kilometre mesafede yatıyor olsalar da onlar da bizim şehidimizdir. Siz de bir buket sanal çiçek hediye ediniz gönülden gerçek dualarınızla birlikte. Nasıl yapacağınız burada tarif ediliyor.

Kendiniz Yapın: Tenekede Tavuk Pişirme Aparatı

Tenekede tavuk pişirebilmek için kendiniz evde malzemelerle son derece basit ve pratik bir aparat yapabilirsiniz.

Altın Oran ve Kabe

Altın Oran yani “Fi sabiti” 1.618, matematikteki üstün tasarım sayısıdır. Kalp atışlarımızda, DNA sarmallarının en ve boy oranında, kainatın dodecehadron adı verilen özel tasarımında, bitkilerin filotaksi denen yaprak dizilim kurallarında, kar tanesi kristallerinde, pek çok galaksinin spiral yapısında ve sayısız yerde Yaratıcı hep aynı muhteşem sayıyı kullanmıştır. Altın oran sayısı yani 1.618…

Mangal çeşitleri - Akla ziyan tasarımlar

"Yaşasın, mangal sezonu açıldı..." isimli yazı dizimize "Akla Ziyan Mangal Tasarımları" ile devam ediyoruz. Bu yazıda çok enteresan mangal tasarımları ile karşılaşacaksınız. Ya Rab bir zevk uğruna ne mangallar tasarlanıyor...

İyi Bir Tabletten Neler Olur?

Bir tablet bilgisayar evdeki hangi cihazların yerine geçebilir?

Yaşasın, mangal sezonu açıldı...

Malum bahar geldi havalar ısınmaya başladı. Havalar ısınınca bahçe işlerimiz de başlıyor. Bahçe işleri denilince sadece tohum, toprak değil akla gelen. Fakat sabırsızlıkla beklenen mangal sezonu da başlamış oluyor, yaba daba duuuu!!!!


Herkes bilir biz Türkler mangalı severiz. Mangalı yakmak ve ızgarasında etleri pişirmek bizim için bir sanattır. Bir erkeğin mangal tarzına laf edemezsiniz, büyük bir hakarettir. Şöyle bir anektod vardır mangalla ilgili internette gezinen:

  • Erkek mangalı ve mangal kömürünü çıkartır.
  • Kadın ızgarayı temizler
  • Kadın bakkala gider
  • Kadın kasaba gider
  • Kadın fırına gider
  • Kadın salatayı ve sebzeleri hazırlar
  • Kadın pişirilecek etleri hazırlar
  • Kadın, etleri bir tepsi üzerine, gerekli malzemeler, baharatlar, vs ile dizer
  • Kadın temiz ızgarayı ve hazırladığı tepsiyi, mangalın başında elinde birasıyla dikilen adama getirir
  • Adam etleri ızgaranın üzerine yerleştirir
  • Kadın içeri geçip, masayı hazırlar
  • Kadın sebzelerin pişmesini kontrol eder
  • Kadın tatlıyı hazırlar
  • Kadın tekrar dışarı çıkar ve kocasına etin yanmakta olduğunu haber verir
  • Adam çok pişmiş eti ızgaradan alır ve kadına verir
  • Adam tuzu uzat, peçete getir, çöpleri koymak için poşet getir der, kadın da getirir
  • Kadın tabakları çıkartır, masaya dizer
  • Kadın masayı toplar, kahve hazırlamaya gider
  • Kadın kahve ve tatlı ikram eder.
  • Yemekten sonra, kadın masayı toplar
  • Kadın gider bulaşıkları yıkar, mutfağı toparlar
  • Adam mangalı olduğu yerde bırakır, çünkü içinde hala yanan kömürler vardır
  • Adam karısına bugün mutfak işi yapmamaktan dolayı mutlu olup olmadığını sorar
  • Karısının şaşkın bakışları karşısında, kadınları mutlu etmenin imkansız olduğu kararına varır
büyük oranda da doğrudur.

Dedik ya biz Türkler her yerde mangal yapabiliriz, azıcık yeşillik olsun yeter, sanal bile olur.


Berlin'de Tier Garten'de,

Mangal çeşitleri - Elektrikli/Tüplü, Endüstriyel tipler

"Yaşasın, mangal sezonu açıldı..." isimli yazı dizisinin devamıdır.

İlk yazımda genel bir giriş yaptıktan sonra mangal çeşitleri ile devam edeceğimi belirtmiştim. Aşağıdakiler çok bilinen elektrikli, tüplü mangallar:

Evde kullanılabilecek tipte elektrikli bir ızagara. Kokusuz, dumansız.



Mangal çeşitleri - Bahçe tipi, dekoratif

"Yaşasın, mangal sezonu açıldı..." isimli yazı dizimize bahçe tipi, dekoratif mangallarla devam ediyoruz.

Tam zevk işi
 Biraz osmanlı tarzı

Birden fazla yemek aynı anda pişebilir


 Bunlar da değişik tasarımlar

Mangal çeşitleri - Katlanır - Taşınabilir

"Yaşasın, mangal sezonu açıldı..." isimli yazı dizimize katlanabilir, yanınızda taşınabilir mangal tasarımları ile devam ediyoruz.

Çanta tipi taşınabilir bir mangal.

Katla arabanın bagajına at:

Bir başka çanta tipi mangal:

Mangal çeşitleri - Zorda Kalanlardan Yaratıcı Fikirler

"Yaşasın, mangal sezonu açıldı..." isimli yazı dizimizi, mangal krizi tutanların yaratıcı mangal tasarımları ile bitiriyoruz.

Sandalye tipi mangalı hiç denediniz mi?


Su deposundan bozma bir mangal

Alafranga bir mangal. Alaturkasını düşünemiyorum bile.

Limon ve Sarımsak Mucizesi

BUNU YILDA BİR KEZ MUTLAKA YAPIN

Özellikle Rus doktorların tavsiye ettiği kalp ve damar hastalıkları reçetesi mucizevi sonuçlar veriyor. Bitkilerle doğal tedavi yöntemine son derece önem veren Rus tıp dünyası, bu formülü yüzlerce yıldır kullanıyor ve son derece başarılı sonuçlar elde ediyor. Limon suyu ve sarımsakla yapılan karışım, damar sertlikleri, damar yağlanması, damar tıkanıklıkları ve tansiyon gibi sorunları kalıcı olarak ortadan kaldırıyor. Türkiye'deki bazı doktorlar da hastalarına bu formülü öneriyor.

EVİNİZDE KENDİNİZ YAPABİLİRSİNİZ
- 2 Litre hiç su katılmamış sıkılmış limon suyu
- 40 diş soyulmuş ve ezilmiş sarımsak (Mümkünse Anadolu'da yetiştirilmiş ithal olmayan sarımsaklardan)

- Ağzı sıkı kapanan koyu renkli bir kavanoz (2 litrelik pet şişeler de kullanılabilir)

HAZIRLANIŞI
2 Litrelik kavanoz ya da pet şişeyi dolduracak kadar limon satın alın. Limonların suyunu iyice sıkıp şişeye doldurun. Soyulmuş 40 diş orta boy sarımsağı yıkamadan ve ezerek limonun içine atıp şişenin kapağını sıkıca kapatın. 25 gün boyunca normal ılık bir yerde tutun ve her gün birkaç kez çalkalayın. Yaklaşık 25 gün sonra sarımsakların limon suyunun içinde eridiğini göreceksiniz. 25 gün sonra hazır hale gelen karışımdan her sabah kahvaltıdan yarım saat önce yarım çay bardağı için. Bunu hergün düzenli olarak ve mümkünse aynı saatte yapın. Bu karışımın içine asla başka bir madde (şeker, tuz, tatlandırıcı vs. katmayın)

YÜZDE 100 KANITLANMIŞ FAYDALARI
1- Tüm damar iltihaplarını (vasküler) tedavi ediyor, tıkanan damarları açıyor, damar sertliklerini ve hipertansiyonu önlüyor.
2- Kolesterol ve lipidi düşürüyor, zararlı yağların yakılmasını sağlıyor, kilo verdiriyor (bazal
metabolizmayı hızlandırıp yağların yakılmasını sağladığı için iştahı açıyor.), vücuttaki şeker oranını dengeliyor, pankreasin yenilemesini sağlıyor.
3- Böbrek ve safra taşlarını eritiyor, idrar söktürüyor, vücuttaki şişkinliği yok ediyor ve dokularda ödem oluşmasını engelliyor.
4- Helycobeacter pylori adlı ülser mikrobunu öldürerek mide ve oniki parmak bağırsağı ülserinin kesin tedavisini yapıyor.
5- Tüm romatizmal iltihabi önleyor, her tür romatizmal ağrıları dindiriyor, kireçlenmeyi önlüyor, eklem yüzeylerinin yenilenmesini sağlıyor ve her türlü ağrıyı kesiyor.
6- Beyin hücreleri ve tüm sinir sistemlerini yeniliyor, sinirdeki aksiyon potansiyelini düzenleyip ileri refleks hızını artırıyor, felç ve inme riskini azaltıyor.
7- Vücudun bağışıklık sistemini son derece mükemmel hale getiriyor ve her türlü alerjiyi, özellikle de damarsal kökenli ve strese bağlı cilt alerjilerini kökünden engelliyor. Kanser oluşumlarına karşı tüm vücudu koruyor.

Kaynak : Anonim

www.kucukbahcem.net yayında...


Naçizane blogumun çok değerli takipçileri www.babamonk.com sitesinde yayınlamakta olduğum bahçecilik işlerine dair yazılarımı bunda böyle www.kucukbahcem.net adresinden de takip edebilirsiniz.

BabaMonk blogumda bahçe işlerine dair yazılarıma yine devam edeceğim; bununla birlikte bu blogda seyahatlerimle ilgili, katıldığım sempozyum/konferans/fuar/vs. hakkında ve zaman zaman da kısa öyküler, aklıma takılan şeyler, herhangi bir konuda kendimce öylesine aldığım notlar vs. vs. konular da yer alacaktır. 

Evimin önündeki küçük bahçemde,  köyümdeki arazimde, evimde bağ-bahçe işleri, gübre, kompost, çimlendirme, bitki, sebze yetiştirme gibi konulara www.babamonk.com blogumda devam etmekle birlikte sayfamı sadece bahçe işleri için takip edenler, diğer konularla boğulmak istemeyenler bahçe işlerine özel açtığım www.kucukbahcem.net adresini takip edebilirler. 

Tüm takipçilerime ve bu sayfaya tesadüfen gelmiş internet sörfçülerine selam eder, saygılarımı sunarım. 

Eksik olmayın, sağlıcakla kalın. 


BabaMonk 

KucukBahcem'de dikim hazırlıkları - çimlendirme

KucukBahcem'de Dikim Hazırlıkları - Çimlendirme


Bu yazıdan önce şunlara da göz atmanızı tavsiye ederim--->
"Mazı ve Ateş Dikeni Çimlendirme"
ve bunu
"KüçükBahçem'de Dikim Hazırlıkları-Toprağı Hazırlama"


Çimlendirme işlemlerine başlamışken hızımı alamadım, malum yaz da yaklaşmakta, KucukBahcem’e dikmek üzere biraz domates, biber, patlıcan vs. çimlendireyim dedim. Tohumları viyollere ektikten sonra mini serama yerleştirdim. Isıtıcı ve ledli aydınlatmayı da zamanlayıcıya bağladım.





Pembe domates, cherry domates, saksı biberi, salatalık, yağlık kırmızıbiber, yer kirazı ve marul tohumlarından ektim biraz. Tohumları farklı zamanlarda ektiğim için kimisi topraktan çıktı kimisi daha bekliyor.








Sağlıcakla kalın...

KucukBahcem'de Dikim Hazırlıkları -Toprağı Hazırlama

KüçükBahçem'de Dikim Hazırlıkları- Toprağı Hazırlama

Bu Pazar evdeyken diğer işlere biraz ara verip de biraz vaktim olduğunda KucukBahcem'i dikime hazırlayayım istedim. Arazi çok büyük olduğu için kendi başıma halletmeyi gözüm kesmedi, OğulMonk'un iş makineleri filosunu çağırdım. Koca koca araçlar girdi bahçeye yarım saatte toprağın altını üstüne getirdiler.



Meteoroloji haberlerine göre bir kaç güne kadar yağış gelme ihtimali var. Toprak hem havalansın hem de yağışlardan sebeplensin.

Hazır araziye girmişken ev yapımı bukaşimi de toprağa karıştırdım. Bukaşiyi domates ve biberleri ekeceğim toprağa karıştırdım. Miktarı az da olsa yetişmelerine etkisi olacaktır diye umuyorum.



İşlemlerden sonra KucukBahcem'in hali...


Esen kalın...

Çin'den Gelen Sihirli Fasulyeler [10 Nisan 2011de güncellendi]

Nihayet şu adresten vermiş olduğum sihirli fasulye tohumlarım geldi. Çin'den gelmesi uzun zaman aldı ama olsun, acelemiz yoktu. İddiaya göre bu fasulyeler genetik olarak da kodlanmış, yani yetişecek her bir fasulyenin üzerinde de aynı mesaj olacakmış :)


Tohumların üzerine her türlü şekil, kelime, kısa cümleler yazabiliyorlar. Bana gelenlerde yukarıda da görüldüğü gibi: "Only you, I miss you, Thanks, I Love you, I kiss you, Happy, Birthday" yazıyor bir de gülücük işaretliler var.

Tohumlar filizlenince böyle olacakmış, göreceğiz.
----------------->  eklenen bölüm <--------------------


Fasülyelerden birisini denemek için küçük bir saksıya dikmiştim. Saksının tabanına taş yünü koymuş fasulyeyi koyduktan sonra da üzerine biraz torf eklemiştim. Sonra kilerde bekletiyordum. Unutmuşum, daha doğrusu topraktan bu kadar çabuk çıkacağını hiç beklemiyordum. 3-4 gün içerisinde kafasını uzatmış. Zavallıcığın karanlıkta kalmaktan dolayı da beti benzi atmıştı; sapsarıydı. Hemen güneş gören bir yere çıkardım 2 günde kendine geldi yeşerdi, yaprağını da büyüttü. Çok hızlı büyüdüğünden gövdesi biraz zayıf kalmış. Kırılmaması için destekledim.



Uzayan kökler gidecek yer bulamadığından saksının iç çeperi boyunca dolanmış. Taş yünü de köklerin uzaması için iyi bir ortam oluşturmuş gibi görünüyor. Şimdi bunu kucukbahcem'de uygun bir yere dikeceğim. Yaz sonuna doğru da üzerinde gülücükler olan fasulyeleri toplarım inşallah.

Esen kalın.

EUSIS 2011

Elektriklı Ulaşım Sistemleri Sempozyumu ve Sergisi 7-9 Nisan 2011





Elektrik Mühendisleri Odasının ilk iki günü Bursa'da üçüncü günü de Eskişehir'de gerçekleştirilmekte olan sempozyumundayım. Açılış konuşmaları yapılıyor. Eskişehır valisi, Eskişehir Sanayi Odası Başkanı, EMO Başkanı, başta Anadolu ve Osmangazi olmak üzere çeşitli üniversitelerden değerli hocalarımız, Tülomsaş Genel Müdürü, TCDD genel müdür yardımcıları ve daire başkanlaı buradalar. Gelişmelerle devam edeceğiz...

Bu e-posta, Turkcell BlackBerry ile gönderilmiştir.

Sempozyumdan sonra TÜLOMSAŞ'ın evsahipliğinde yemeğe gidilirken bahçesindeki Devrim otomobilinin önünden geçildi. Çoğu efsane otomobili ilk defa gören davetliler bol bol hatıra fotoğrafı çektirdiler.
Devrim Otomobili

Gözlüksüzlük üzerine...


Yıl 2004, aylardan Mart ve 19. gün, akşam 7 civarı. Benim için son derece önemli bir gün. Hayatımın dönüm noktalarından birisi. Bu anıma eşlik eden değerli dostlarım Bahri M. ve Hakan A. (onlar kendilerini bilirler). İstanbul Etiler'de "Dünya"ca ünlü bir göz hastanesinin kantininde bekleşiyoruz. O kadar çok sıra var ki randevu saatimin üzerinden 3 saatten fazla bir zaman geçmesine rağmen hala yatamadım masaya. Masaya yatmak üzere giderken gözlüğünü çıkaranlar daha sonra gözü yaşlı olarak çıkıyor dışarıya. Buna rağmen kimse sırasını terketmiyor kaçan da yok henüz.

Nihayet sıra bana geldi, girdim içeriye günün son kişisi olarak, 10 dakika sonra iki gözüm de LASIK tedavisi olmuş halde çıktım dışarıya. Bandaj bile takmadılar. Dışarıda beni bekleyen kadim dostlarım hemen koluma girdiler ama ben "-Tutmayın beni, gerek yok, çekilin yolumdan. Dağılın ulen!" dedim. İlk anlarda biraz bulanık görüyordum ama 15-20 dakika kadar sonra alışmaya başladım, görüşüm netleşir gibi oldu. Yine de gece sokak lambaları gibi parlak ışık kaynakları rahatsız ediyordu beni. O günün sabahında iki gözüm de 4.75 derece miyopken akşamında artık gözlük takmıyordum, miyopluğum geçmişti mucizevi bir şekilde. Yaklaşık 20 seneden sonra ilk defa gözlüksüz de görebiliyordum. Bu mutluluk tarif edilemez, çizdirmenin tadını çizdirmeyen bilemez. İnsan bazı şeylerin kıymetini kaybetmeden anlamıyor ya bazen de bulunduğu durumu kanıksadığı için kaybettiğinin de farkına varamayabiliyor.


Operasyondan sonra sıcağı sıcağına, "gözlüksüz olmanın" avantajlarını ve dezavantajlarını yazmıştım günlüğüme. Üstünden tam 7 sene geçtikten sonra, batmış bakkalın eski defterleri karıştırdığı gibi eskileri karıştırırken bulduğum bu notları bloguma taşıyorum şimdi. Dikkat edin burada LASIK operasyonunun avantajlarını/dezavantajlarını değil gözlüğe ihtiyaç duymamanın ne büyük bir nimet olduğunu yazıyorum. Dediğim gibi insan bazı şeylerin kıymetini başına gelmeden bilemiyor. Şimdi okuyunuz bakalım bana katılacak mısınız? Özellikle de siz gözlüklüler evet sen dörtgöz bakma sağa sola, oku bakiim:

Gözlüksüz Olmanın Avantajları

  • Uyandığında net görürsün, hatta duvardaki saati hemen okuyabilirsin.
  • Gece yatarken gözlüğü nereye koyacağını, sabah kalkınca da nereye koyduğunu düşünmene gerek kalmaz.
  • Kazak giyerken ve çıkarırken gözlüğün çerçevesi takılıp düşmez.
  • Soğuk havalarda otobüse binince ya da soğuktan sıcak bir ortama girince gözlüğün buğulanması derdi olmaz.
  • Çay doldururken buharından etraf bulanıklaşmaz.
  • Yağmur yağdığında gözlük silme derdin kalmaz, arkadaşlarının "Gözlüğüne silecek takalım" bayat esprisinden kurtulursun.
  • "-Kafayı bir korum gözlüklerin lens olur", "-Gözlüklerine .ıçayım da dünyayı bomb.k gör" gibi iğrenç esprilerden de kurtulursun. (Daha iğrençleri de var da yazamadım)
  • Elini yüzünü yıkarken gözlüğü çıkartma ve çıkarttığın gözlüğü koyacak bir yer arama ihtiyacın kalmaz.
  • Gözlük sapının şakağını sıkmasından dolayı oluşan başağrın geçer.
  • Televizyon izlerken uyuyakalsan da sorun olmaz. (Tv karşısında uyuyakalmanın keyfi tarifsizmiş.)
  • Gözün kaşındığında rahatça kaşıyabilirsin, gözünün çapağıyla oynayabilirsin.
  • Denize/havuza daha rahat girebilirsin.
  • Dalgıç gözlüğü/şnorkeli rahatlıkla takabilirsin.
  • Yüzüne rahatça su serpebilirsin.
  • Banyo, duş yaparken gözlüğünü çıkartmana gerek kalmaz ve etrafı da net görürsün.
  • Futbol ya da diğer spor aktivitelerini yapabilirsin.
  • Futbol maçında kafaya çıkabilirsin, çarpıştığında gözlüğün gözünde kırılması derdin olmaz.
  • Kavgada birisi kafa atarsa gözlüğüm kırılacak diye endişe etmene gerek kalmaz.
  • İkide bir camı temizlemen gerekmez.
  • Arkadaşın el şakası yapıp göz(lük)lerini kapattığında gözlük camları kirlendiği için sinir olmazsın.
  • Gözlük yakışmıyorsa artık bu derdin kalmaz.
  • Gözlüğün sapı kırıldı, camı çatladı sorunun biter.
  • Gözlüğün colormatic ise güneşli ortamdan karanlık ortama geçtiğinde "-Artiste bak, içeride güneş gözlüğü takıyor" lafına muhaatp kalmazsın.
  • Colormatic gözlük takıyorsan ve salak gözlükçü camın birini siyah, diğerini kahverengi takmışsa ortalıkta van kedisi gibi gezmezsin. (Başıma geldiği için biliyorum, işin kötüsü bu durumu herkes farkeder bir tek gözlüğü takan farkedemez. Herkes seni işaret edip, suratına bakıp kahkahalarla güler)
  • Artık istediğin güneş gözlüğünü rahatça takabilirsin.
  • Berberde traş olurken kendini görebilir ve berbere müdahale edebilirsin.
  • Dua ettikten sonra ellerini yüzüne rahatlıkla sürebilirsin.


Gözlüksüz Olmanın Dezavantajları

Ceviz ve Zeytinlerimin Budanma Zamanı Gelmiş...

ÖNEMLİ NOT: Burada anlatılanlar ceviz-zeytin budamasının nasıl yapılacağına dair bir ders niteliğinde değildir. Burada anlatılanlar benim kendi tecrübemdir. Doğrusuyla yanlışıyla bana aittir ve zararım da kendimedir. Lütfen yazımı okurken bunu aklınızda tutunuz.


Budama zamanı gelmiştir diye düşünerek çoluk çocuk doluştuk benim küçük Yaris'ime ve vardık köyümüz Mayıslar'daki ceviz-zeytin bahçesinin başına. 


Akşam elektrikler kesik olduğu için dersime çalışamamıştım. Bizim sıpalar ortalıkta gezinip börtü-böcük kovalarken ben bir kenara çekildim ceviz nasıl budanır okudum dersime çalıştım. Kullandığım kaynak, bundan 5 sene önce Düzce'den aşılı cevizleri almış olduğum yerin sahibi Selami BAYRAK'ın kitabı. Cevizler ve kitap hakkında ayrıntılı bilgi www.ceviz.com.tr adresinden temin edilebilir, sipariş verilebilir. (Araya reklam girmiş olduk. Eee o kadar da olsun, Türkiye'de ceviz yetiştiriciliğine bu kadar emek vermiş birisinin adını da burada anmış olalım)

Dersimizi bitirip işin teorisini öğrendikten sonra pratik yapmak üzere aldım elime budama makasını geçtim deneklerin başına. Hanımla beraber budadım ceviz ağaç(cık)larımı. Daha doğrusu hanım şunu şuradan kes dedi ben de kestim. "Nerede kaldı çalıştığın ders?" derseniz en önemli derslerden birinin hanımın sözünü dinlemek olduğunu daha birinci sınıftayken öğrenmiştim. İşin şakası bir yana göze hoş gözükmeyen, sıkışık kalmış, çok çatallanmış dalları budayarak ağaçcıklara biraz şekil verdik. Hasta, zayıf kalan, kurumuş dalları temizledik.



Geri planda görünen dağ, eteklerinde Sarıcakaya'nın bulunduğu Bozaniç Kayası. Bozaniç Tepesi diye de bilinir,  volkan çivisi olur kendisi.

Burada hangi dalları nasıl ve niye kestiğimi tarif etmeyeceğim. Zaten internette bol miktarda şekilli, grafikli hatta videolu anlatımlar mevcut. Internet ortamındaki en büyük sıkıntılardan birisi olan bilgi kirliliğine bir de ben katkıda bulunmak istemiyorum. Bunun yerine budama öncesinde ve sonrasında çekmiş olduğum fotoğrafları yan yana koyarak aradaki 7 farkı bulabilirsiniz. Hem kısa bir bulmaca molası vermiş olursunuz.

Sandıkta Patates – Mor Patatesler - 2011 Sezonu

Zaman akıyor durmaksızın... Doğa milyarlarca yıldır olduğu gibi kendi çevrimini aksatmadan devam ettiriyor. Bizler, biz kendimizi evrenin merkezi sanan insanlar kısacık ömrümüzde sanki biz varız diye dönüyor zannediyoruz Dünya’yı. Hâlbuki ben olsam da dönecek olmasam da… Ben de -milyarlarcamız gibi- ihmal edilebilecek kadar kısa bir süre boyunca, önemsiz bir yer işgal edip göçeceğim bu dünyadan… 

İşte bu doğal çevrim içerisinde bir yılı daha geçirdik ve yine geldi bahar yaz… Geçen sene sandıkta patates yetiştirmeye çalışmış ve bir yazı dizisi ile de bunu burada paylaşmıştım.
 
Sezon sonunda da sandıkları açmış oyları saymıştım; pardon patatesleri toplayıp tartmıştım.


Toplamda 2466 gr. kadarcık patates elde etmiştim. Şimdi “2.5 kg patates için bu kadar zahmete gerek var mıydı?” diyenler olabilir. Elde edilen ürünün miktarı büyük üreticilere göre komik ama bir bahçe hobicisi için paha biçilmezdir. Zaten buradaki kazanç, elde edilen patatesin miktarı değil yetiştirme sürecinin ta kendisidir. Toprağı hazırlamak, patatesi ekmek, suyunu – gübresini vermek, yabani otları ayıklamak, zararlılardan korumak, yaprakların gün be gün büyüdüğünü görmek ve nihayetinde sandıkları devirerek toprağın içinde patates aramak… Tarif edilmez bir haz, sadece bu süreci yaşayanlar anlayabilir.


Bu keyifli yolculuğa bu sene sabredemeyerek biraz erken başladım. Geçen sene patatesleri ayıkladıktan sonra sandıklar boş kalmasın diye birisine havuç diğerine de lahana ekmiştim. Tam da büyümeye başlamışlardı ki bahçeme dadanan bir serçe sürüsü yeni çıkmış yaprakları talan etti. Havuçlar ve lahanalar büyüyemeden öldüler.  Bu sandıkları biraz çapalayarak toprağını kabarttım. Malum patates kumlu-tınlı ve gevşek toprağı sever.


Patatesi bütün olarak gömmek yerine çimlenmiş yani cücüklenmiş kısımları içeren parçalara bölerek gömdüm. Neticede patates bu cücüklerden yetişecek. Her bir sandığa bir patatesi ikiye bölerek gömdüm. Bu sene sandıkları 3 kat değil 2 kat çıakcağım ve 2 sıra sandık kullanacağım, yani toplamda 4 sandık olacak.




Toplamda 2’şer katlı 2 katlı sandık kullanmaya karar vermiştim fakat Kore’den getirdiğim mor patateslerden de üretmeyi deneyeceğim için bir sandık daha gerekti.

Küçük Bahçem'de Sümbüller, Laleler açtı

Nihayet zamanı gelmiş olmalı ki kışa girerken OğulMonk ile birlikte ekmiş olduğumuz lale, sümbül, nergis soğanları topraktan kafalarını uzattılar hatta bir de çiçek açtılar. Çiçeklerin soğanlarını, Eminönü'ndeki Mısır Çarşısı'nın yanındaki çiçekçilerden almıştım bir İstanbul seyahatimde.




Her sabah işe gitmek üzere kapıyı açınca mis gibi kokuyor sümbüller.
Küçük Bahçem'de şimdilik boş görünen yerleri bu hafta sonu çapalayıp toprağını hazırlayacağım. Bir - iki aya kadar da pembe domates, biber, patlıcan, vb. dikeceğim inşallah. Şimdilerde evde fidelerini yetiştirmeye çalışıyorum.

Bu foto da 1 hafta sonra çekildi. Evimin önündeki tüm çiçekler, ama en güzeli arkadaki 2 tanesi...



Sağlıcakla...


Sayfamdaki yazılar kaynak gösterilerek ve bu sayfanın adresi verilerek kullanılabilir.

Sayfamda bazı yazılarımda bahsetmiş olduğum yöntemler kendi öğrendiklerimi, denediklerimi paylaşmak amacıyla yazılmıştır. Yapılan denemelerin sonuçları da yine burada paylaşılmaktadır. Tarif edilenlerin yanlış/eksik uygulanması, yazı dizilerinin tamamının okunmaması, vb herhangi bir nedenden dolayı istenmeyen sonuçlar elde edilmesi, beklenen sonucun elde edilememesi ve/veya karşılaşılabilecek herhangi bir zarardan dolayı sorumlu tutulamayacağımı bilgilerinize sunarım.

Kaynak belirterek ya da belirtmeden kullandığım yazılarımdan dolayı herhangi bir rahatsızlık duyan, haksızlığa uğradığını düşünen beni haberdar ettiği zaman ilgili yazıyı yeniden gözden geçireceğimi, şikayetinde haklıysa yazıda gerekli düzeltmeyi ivedilikle yapacağımı taahhüt ederim.
-=(RaideR)=-